Bugün son haftalarda ilginin arttığı bir konu ile karşılaşıyoruz: George Santayana. Bu kişi/konu/tarih kamuoyunun dikkatini çekti ve toplumda yoğun tartışmalara yol açtı. Bu nedenle bu makalede, George Santayana ile ilgili temel hususlara ışık tutmayı, etkilerinin ve sonuçlarının ayrıntılı bir analizini sunmayı amaçlıyoruz. Bu doğrultuda, bu konuda eksiksiz ve objektif bir bakış açısı sağlamak amacıyla George Santayana'e hangi açılardan yaklaşılabileceğini inceleyeceğiz. Kuşkusuz bu, derinlemesine ve titizlikle ele alınmayı hak eden son derece güncel bir konudur ve aşağıdaki satırlarda tam da bunu başarmayı amaçlıyoruz.
George Santayana | |
---|---|
Doğumu | Jorge Agustín Nicolás Ruiz de Santayana y Borrás 16 Aralık 1863 Madrid, İspanya |
Ölümü | 26 Eylül 1952 (88 yaşında) Roma, İtalya |
Çağı | 20. yüzyıl felsefesi |
Okulu | Pragmatizm, Naturalizm |
İlgi alanları | Din felsefesi, Epistemoloji, Siyaset felsefesi, Metafizik |
Önemli fikirleri | Lukretiyan Materyalizm Şüphecilik Doğal Aristokrasi Varlık alanları |
Etkilendikleri | |
Etkiledikleri |
George Santayana (16 Aralık 1863 – 26 Eylül 1952), İspanyol asıllı Amerikalı filozof, şair ve yazardır.
George Santayana 16 Aralık 1863'te Madrid'de dünyaya geldi. 9 yaşındayken ailesiyle birlikte Amerika Birleşik Devletleri'ne göç etti.
1886 yılında Harvard Üniversitesi'nden mezun olan Santayana, bunun ardından eğitim hayatına iki yıl süresince Berlin'de devam etti. ABD'ye döndükten sonra Harvard Üniversitesi'nde akademisyen olarak görev yapan Santayana'nın öğrencileri arasında T. S. Eliot, Robert Frost, Gertrude Stein gibi alanlarında ün yapmış isimler de bulunmaktadır.
Felsefi eserlerinin yanı sıra ömrü boyunca yazdığı ve daha sonraları yayınlanan mektupları ve özdeyişleriyle hatırlanan Santayana 1952 yılında, 88 yaşındayken hayata gözlerini yummuştur.
Santayana'ya göre "öz alanı" zihnin kesin bilgilerinin dünyasıydı. Özler, bir varlığı ya da gerçekliği olan, ama kendi başına var olmayan tümellerdi. Renkler, tatlar ve kokuların yanı sıra düşünce ve düşünsel nesneler de bunlar arasındaydı. "Madde alanı" ise doğal nesneler dünyasıydı; bu dünyanın var olduğu sayı, varoluşla ilgili bütün savlar gibi içgüdüsel inanca dayanıyordu. Santayana'nın tüm felsefesinin ağırlığını oluşturan Doğalcılık, maddenin öteki alanlardan önce geldiğini vurgulamasında kendini gösteriyordu.
Maddeci ve şüpheci bir kişi olan Santayana, ahlâk anlayışını Aristoteles’in ahlâk anlayışına dayamıştır. Santayana'ya göre her idealin doğal bir temeli vardır.
Vikisöz'de George Santayana ile ilgili sözleri bulabilirsiniz. |