David Hume konusu zaman içinde ilgi uyandıran ve tartışmalara yol açan bir konudur. Yaşamlarımız üzerindeki etkisi, tarihsel önemi veya toplum üzerindeki etkisi nedeniyle David Hume, üzerinde düşünülmesi ve incelenmesi gereken bir konu olmuştur. Bu yazıda David Hume ile ilgili kökenlerinden bugünkü evrimine kadar farklı yönleri inceleyeceğiz. Farklı bağlamlardaki önemini ve kamuoyunun gündemine nasıl damgasını vurduğunu analiz edeceğiz. Ek olarak, David Hume hakkındaki görüş ve algıları ve bunun çevremizdeki dünyayla ilişki biçimimizi nasıl şekillendirdiğini inceleyeceğiz. Multidisipliner bir yaklaşım kullanarak, David Hume'in daha derin ve daha geniş bir şekilde anlaşılmasını sağlamak amacıyla bu büyüleyici ve çoğu zaman karmaşık konuya ışık tutmaya çalışacağız.
David Hume | |
---|---|
Doğumu | 7 Mayıs 1711 Edinburgh, İskoçya |
Ölümü | 25 Ağustos 1776 (65 yaşında) Edinburgh, İskoçya |
Çağı | 18. yüzyıl felsefesi |
Bölgesi | Batı felsefesi |
Okulu | Doğalcılık, kuşkuculuk, deneycilik, İskoç Aydınlanması, Klasik liberalizm |
İlgi alanları | Epistemoloji, metafizik, zihin felsefesi, etik, siyaset felsefesi, estetik, din felsefesi, klasik iktisat |
Önemli fikirleri | Nedensellik problemi, bundle theory, indüksiyon, is-ought problem, yarar |
Etkilendikleri | |
David Hume (d. 7 Mayıs 1711 – ö. 25 Ağustos 1776), İskoç filozof, ekonomist ve tarihçi
İnsan zihninde olup bitenleri Newton'un deneysel yöntemini uygulayarak, yeni bir insan bilimi kurmayı ve geliştirmeyi öneren Hume, tüm iyi niyetine ve yüksek amaçlarına rağmen, İngiliz empirizminin temel tezlerini koruduğu için son çözümlemede kuşkuculuğa düşmekten kurtulamamıştır. Bizim yalnızca, kendi zihnimizde doğrudan ve aracısız olarak tecrübe ettiğimiz ideleri, duyum ve izlenimleri bilebileceğimizi, bilgide kendi zihnimizin ötesine geçemediğimizi ve bundan dolayı herhangi bir şeyin insan zihninden bağımsız olarak var olduğunu söyleyemeyeceğimizi belirten Hume, insan zihnini bilgi bakımından analiz ettiği zaman, insan zihninin tüm içeriklerinin bize duyular ve deney tarafından sağlanan malzemeye indirgenebileceğini görmüştür, bu malzeme ise algılardan başka hiçbir şey değildir.
Gilles Deleuze'e göre, "Hume için söz konusu olan zihin psikolojisini, zihnin duygulanımlarının psikolojisiyle ikame etmektir. Zihin psikolojisi imkânsız, kurulamaz olandır, çünkü nesnesinde ne gerekli istikrarı ne de gerekli evrenselliği bulabilir; insanın gerçek bilimini yalnızca bir duygulanımlar psikolojisi kurabilir."