Çin konusu bugün büyük önem taşıyan bir konudur. Giderek daha fazla insan Çin hakkında daha fazla bilgi edinmek ve bunun günlük yaşamlarını nasıl etkilediğiyle ilgileniyor. Bu yazıda Çin ile ilgili her şeyi, kökeninden günümüz toplumu üzerindeki etkisine kadar kapsamlı bir şekilde inceleyeceğiz. Bu konuda eksiksiz ve objektif bir vizyon sağlamak amacıyla Çin alanındaki uzmanların farklı bakış açılarını ve görüşlerini analiz edeceğiz. Ayrıca Çin ile ilgili en son trendleri ve haberleri de inceleyerek okuyucunun en güncel bilgilerden haberdar olmasını sağlayacağız. Çin hakkında bilmeniz gereken her şeyi öğrenmek için okumaya devam edin!
Bu madde Çin Halk Cumhuriyeti hakkındadır. Çin Cumhuriyeti için Tayvan sayfasına bakınız. Başlığın diğer anlamları için Çin (anlam ayrımı) sayfasına bakınız.
^Çin anakarasında otoyol trafiği sağdan ilerlerken demiryollarının çoğu soldan ilerlemektedir. Bununla birlikte Makao ve Hong Kong'da bazı metro hatları dışında tüm trafik sol taraftan ilerlemektedir.
Çin; Kuzey Çin Ovası'ndaki verimli Sarı Irmak havzasında Dünya'nın ilk uygarlıklarından biri olarak ortaya çıktı. Çin'deki siyasi sistem, binlerce sene boyunca ilki yarı efsanevî Şia Hanedanı olan ırsî monarşiler veya hanedanlıklara dayalıydı. İlk hanedanlıklardan beri Çin defalarca genişledi, bölündü ve tekrar birleşti. 1912'de Çin Cumhuriyeti (ÇC), son hanedan olan Çing Hanedanı'nı devirerek Çin'in yönetimini üstlendi ve 1949'da Çin İç Savaşı'nda Halk Kurtuluş Ordusu tarafından yenilene dek Çin anakarasını yönetti. 21 Eylül 1949'da Komünist Parti, Pekin'de Çin Halk Cumhuriyeti'ni kurdu; ÇC hükûmetiyse Tayvan'a çekilip Taipei'yi de facto başkent yaptı. Hem ÇC hem de ÇHC, tüm Çin'in tek meşru hükûmeti olduğunu savunmaktadır ancak ÇHC dünya çapında daha çok tanınmakta olup çok daha fazla toprak ve insana egemendir.
Sevan Nişanyan Etimolojik Sözlüğü'ne göre Türkçedeki "Çin" sözcüğü, FarsçaÇīn (چین) kelimesinden Türkçeye girmiştir; bunun kökeniyse Soğdcada aynı anlama gelen Çīn sözcüğüdür. Eski Türkçede ise Tabgaç denmiştir. Bazı diğer kaynaklarsa Farsça kelimenin kökeninin SanskritCīna (चीन) kelimesine kadar dayandığını ileri sürmektedir. Sanskrit Cīna kelimesinin Çin'e atfen kullanımı MS 150'ye dayanır. Hint yazarların MÖ 1. yüzyıldan önce Çin'in varoluşundan hiç haberdar olmama olasılığına rağmen Cīna kelimesi, Mahabharata ve Manusmriti metinlerinde de mevcuttur. 1655'te Martino Martini, Çin adının Qin ("Çin") Hanedanı (MÖ 221-206)'nın isminden türetildiğini ileri sürdü. Bu öneri, birçok araştırmacıdan kabul görmüştür, ancak birçok alternatif fikir de mevcuttur.
Modern devletin resmî adı "Çin Halk Cumhuriyeti" (Çince: 中华人民共和国; pinyin: Zhōnghuá Rénmín Gònghéguó), daha sık kullanılan kısa adıysa "Çin" Zhōngguó (中国); bu, zhōng ("orta" veya "merkez") ve guó ("devlet", "ulus-devlet") sözcüklerinden oluşur. Çince Zhōngguó terimi, Zhou Hanedanı altında kendi krallık demesnesine atfen kullanılan bir terim olarak gelişti. Sonradan Doğu Zhou dönemi sırasında Luoyi (günümüz Luoyang) civarındaki alanını, sonradan da Çin Merkez Ovası'nı, sonradan da Çing Hanedanı yönetimi altındaki devleti tanımlamak için kullanıldı.Huaxia kabilelerini "barbar" olarak algılanan halklardan ayırt etmek için sık kullanılan kültürel bir kavram olarak işlev gösterdi, ve Çin hakkındaki yabancı dil kaynaklarındaki eş anlamlı "Orta Krallık" teriminin kökenidir.Zhōnghuá (中华) terimiyse, "Çin uygarlığının toprakları" imasını taşıyan daha edebi veya kapsayıcı bir addır.Wei ile Jin hanedanları sırasında "Huaxia'nın merkez devleti" ifadesinin kısaltması olarak ortaya çıktı. Çin Halk Cumhuriyeti'nin kuruluşu öncesinde 15 Haziran 1949 tarihinde düzenlenen ilk Çin Halk Siyasi Danışma Konferansı'nda ülkenin önerilen ismi Çin Demokratik Halk Cumhuriyeti (Basitleştirilmiş Çince: 中华人民民主共和国; Geleneksel Çince: 中華人民民主共和國; pinyin: Zhōnghuá Rénmín Mínzhǔ Gònghéguó) idi. 1950'lerde ve 1960'larda Kuomintang'ın Çin İç Savaşı'nı kaybetmesinin ardından, "Milliyetçi Çin" veya "Özgür Çin"den farklı olarak "Komünist Çin" veya "Kızıl Çin" olarak da nitelendirilirdi.
Çin, dünyanın en eski uygarlıklarından biri olarak kabul edilir.
Arkeolojik kanıtlar; erken hominitlerin 2,25 milyon ile 250.000 yıl önce arasında Çin'de yaşadıklarını gösterir. Ateş kullanmasını öğrenmiş bir Homo erectus olan Pekin Adamı'nın hominit fosilleri, Pekin'e yakın Zhoukoudian mağarasında bulundu; fosiller, 680.000 ile 780.000 yıl önce arasına tarihlendirilmiştir. 125.000-80.000 yıl öncesine tarihlendirilen bir Homo sapiens'in fosilleşmiş dişleri, Hunan-Dao İlçesi'ndeki Fuyan Mağarası'nda bulundu. Çin proto-yazısı; MÖ 7000 civarında Jiahu'da, MÖ 6000 civarında Damaidi'de, MÖ 5800-5400'de Dadiwan'da ve 5. binyılda Banpo'da vardı. Bazı araştırmacılar, MÖ 7. binyıla dayanan Jiahu yazılarının en erken Çin yazı sistemini oluşturduğunu ileri sürmektedir.
Çin geleneğine göre ilk hanedanlık, MÖ 2100 civarında ortaya çıkmış Xia Hanedanı idi. 1959'da yapılan bilimsel kazılar kapsamında Hunan-Erlitou'da Tunç Çağı sitelerinin bulunmasına kadar bu hanedanlığın tarihçiler tarafından mitolojik olduğu varsayılırdı. Bu sitelerin Xia Hanedanı'na veya aynı dönemden diğer bir kültüre ait olup olmadığı hala kesinleştirilmemiştir. Bunun ardından gelen Shang Hanedanı, kendi çağına ait kayıtlarla var olduğu kanıtlanmış en eski hanedanlıktır. Shanglar; MÖ 17. ile 11. yüzyılları arasında doğu Çin'deki Sarı Irmak'ın ovasında kendi egemenliklerini sürdürdü. MÖ 1500'e kadar dayanan ve Shanglara ait fal yazıtları, yazılı çincenin bu zamana kadar bulunmuş en eski türünü oluşturur ve çağdaş Çince karakterlerinin atasıdır.
Shang Hanedanı, MÖ 11. ile 5. yüzyılları arasında kendi egemenliğini sürdüren Zhou Hanedanı tarafından fethedildi, ancak bu dönem boyunca merkezi otorite, feodal savaş ağaları tarafından yavaş yavaş bozuldu. Sonunda zayıflatılan Zhou devletinden birçok bağımsız devlet ortaya çıktı; bunlar, 300 senelik İlkbahar ve Sonbahar Dönemi boyunca sürekli birbirleriyle savaştılar ve sadece ara sıra Zhou kralına hürmet gösterdiler. MÖ 5.-3. yüzyılları arasındaki Savaşan Devletler Çağı'nda günümüz Çin’i olarak bilinen topraklarda her biri kendi kralı, bakanlığı ve askeriyesiyle yedi farklı ve güçlü egemen devlet vardı.
İmparatorluk Dönemi
Savaşan Devletler Çağı, Qin devletinin diğer altı krallığı fethedip ilk birleşik Çin devletini kurmasıyla MÖ 221'de sona erdi. Kral Çin Şi Huang, kendisini Çin Hanedanı'nın "İlk İmparator"u (Qín Shǐhuáng ya da Shǐ Huángdì) olarak ilan etti. Başta Çince karakterlerin, ölçü birimlerinin, yol genişliğinin (araba aksı uzunluğu kadar) ve para biriminin zorla standartlaştırılması olmak üzere Qin devletine ait legalist reformlar tüm Çin çapında uygulandı. Hanedan ayrıca Guangksi, Guangdong ve Vietnam'daki Yue kabilelerini fethetti. Çin Hanedanı sadece 15 yıl sürdü; İlk İmparator'un sert, otoriter politikalarının yaygın isyanlara yol vermesi nedeniyle onun ölümünden kısa süre sonra Hanedan düştü.
Xianyang'daki imparatorluk kütüphanesinin yakıldığıyaygın bir iç savaş sonrasında Han Hanedanı, tüm Çin'i yöneten güç olarak ortaya çıktı. MÖ 206 - MS 220 arasında Çin'i yöneterek, kendi nüfusu arasında günümüzde yine Han Çinlisi etnik grubunun adlandırılmasıyla hatırlattırılan kültürel bir kimlik oluşturdu. Hanlar; Orta Asya, Moğolistan, Güney Kore ve Yünnan'e kadar ulaşan askeri kampanyalarla ve Nanyue'den Guangdong ile kuzey Vietnam'ın geri kazanılmasıyla imparatorluğun topraklarını büyük oranda genişletti. Hanların Orta Asya ile Soğdiana'daki müdahaleleri, İpek Yolu'nun kara yolunun kurulmasına yardımcı oldu (bu, önceden Hindistan'a gitmek için Himalaya Dağları'ndan geçen yolunun yerini aldı). Han Hanedanı zamanla giderek Antik Dünya'nın en büyük ekonomisi oldu. Hanların ilk baştaki desentralizasyonu ve Konfüçyüsçülüğün lehine Qin legalist felsefesinin uygulanmasına resmî olarak son verilmesine rağmen, Qin'in legalist kuruluşları ve politikaları Han hükûmeti ve bunun ardılları tarafından kullanılmaya devam etti.
Han Hanedanı'nın sonunun ardından Üç İmparatorluk olarak bilinen, çekişmelerle dolu bir dönem başladı. Bu dönemin merkezindeki şahıslar, Çin edebiyatınınDört Büyük Klasik Romanı'nın birinde ölümsüzleştirildi. Dönemin sonunda Wei, Jin Hanedanı tarafından hemen devrildi. Jin de gelişimsel olarak engelli olan İmparator Hui'nin tahta çıkmasıyla çıkan Sekiz Prens Savaşı'nda çöktü. Sonradan Beş Barbar, Çin'in kuzeyini ele geçirip bu toprakları 16 Krallık idaresi altında yönetti. Siyenpiler, bu krallıkları Kuzey Vey olarak birleştirdi. Bunun imparatoru Xiaowen, kendi öncelinin uyguladığı aparthayd politikalarını geri çevirdi ve kendi vatandaşları üzerine köklü bir Çinleştirme uygulayarak, bunları büyük oranda Çin kültürüne entegre ettirdi. Güneyde General Liu Yu, Liu Song'un lehine Jin'in geri çekilmesini sağladı. Bu devletlerin çeşitli ardılları sonradan Güney Kuzey Hanedanları olarak bilindi. Bu her iki alan, 581'de Sui Hanedanı tarafından en sonunda yeniden birleştirildi. Suiler, Han'ın Çin üzerindeki egemenliğini geri getirmenin yanı sıra Çin'in tarımını ve ekonomisini düzenledi, Büyük Çin Kanalı'nı inşa ettirdi ve Budizme mensup oldu. Buna rağmen Sui Hanedanı, hem kamu işlerin mecburi görev olarak yapılmasının hem de Kore'ye karşı savaş kaybetmenin patlak verdiği yaygın huzursuzluklar nedeniyle hızlı şekilde çöktü.
Sonraki Tang ile Song hanedanlıkları altında Çin; ekonomisi, teknolojisi ve kültüründe bir altın çağa girdi. Tang İmparatorluğu, Batı Bölgeleri ve İpek Yolu üzerindeki kontrolü geri kazandı ve başkenti Çangan'ı kozmopolit bir merkez hâline getirdi. Bunlara rağmen, 8. yüzyılda yer alan An Luşan İsyanı nedeniyle büyük oranda harap edildi ve güçsüz hale getirildi. 907'de yerel askeri valiler kontrol edilemez hale gelince Tang tümüyle çöktü. Song Hanedanı, 960'ta Çin'deki ayrılıkçı duruma son vermesiyle Song ile Kidan Liao arasında bir güç dengesine yol verdi. Song, kâğıt para dağıtan Dünya tarihindeki ilk hükûmet ve kalıcı bir donanma kuran ilk Çin devletiydi; donanmanın kuruluşu, gelişmiş gemi inşa endüstrisi ve deniz ticaretiyle sağlandı. 10. ile 11. yüzyılları arasında, çoğunlukla merkez ve güney Çin'de pirinç ekiminin yaygınlaşması ve bol miktarda gıda fazlasının üretimi sayesinde Çin'in nüfusu 100 milyona ulaşarak iki katında büyüdü. Tang Hanedanı'nda Budizmin çoğalmasına tepki olarak Song Hanedanı ayrıca Konfüçyüsçülüğün yeniden canlandırılmasına şahit oldu;peyzaj sanatı ve porselenin yeni olgunluk ve karmaşıklık seviyelerine ulaşmasıyla sanat ve felsefede de önemli gelişmeler yer aldı. Ancak Song ordusunun askeri zayıflığı, CurçenKin Hanedanı tarafından gözlemlendi. 1127'de İmparator Huizong ve başkent Bianjing, Kin-Song Savaşları sırasında ele geçirildi. Geri kalan Songlar güney Çin'e çekildi.
13. yüzyılda Çin, Moğollar tarafından fethedildi. 1271'de Moğol hanı Kubilay Han, Yuan Hanedanı'nı kurdu; Yuanlar, 1279'da Song Hanedanı'nın son kalıntılarını fethetti. Moğollar tarafından ele geçirilmesinden önce Song Çini'in nüfusu 120 milyon vatandaştan oluştu; 1300'deki nüfus sayımına göreyse bu sayı 60 milyona düştü. Zhu Yuanzhang isimli bir köylü, 1368'de Yuan Hanedanı'nı devirdi, sonra Ming Hanedanı'nı kurup kendini Hongwu İmparatoru olarak atadı. Ming Hanedanı altında Çin, yine bir altın çağı yaşadı; Dünya'nın en güçlü donanmalarından birini ve zengin ve müreffeh bir ekonomi kurdu; üstelik sanat ve kültür aleminde büyük gelişimler yer aldı. Bu dönem sırasında Zheng He, dünyanın çeşitli yerlerinde, Afrika'ya kadar ulaşan hazine seferleri yürüttü.
Ming Hanedanı'nın ilk yıllarında Çin'in başkenti Nankin'den Pekin'e alındı. Kapitalizmin ilk tomurcuklarının dikilmesiyle Wang Yangming gibi filozoflar, bireycilik ve dört mesleğin eşitliği gibi kavramlarla Neokonfüçyüsçülüğü eleştirel şekilde daha fazla geliştirdi.Alim-memur tabakası, vergi boykotu hareketleri kapsamında sanayi ve ticaretten destekleyici bir kuvvet oluşturdu; bu dönem boyunca yer alan kıtlıkların yanı sıra hem Japonya'nın Kore'ye ele geçirmesi (1592-98) hem de Mançu işgallerine karşı savunma zorunluluğuyla beraber bunlar, tükenmiş bir hazineye yol verdi.
1644'te Pekin, Li Zicheng önderliğindeki köylü isyancı güçlerden oluşan bir koalisyon tarafından fethedildi. Şehrin düşüşüyle Chongzhen İmparatoru intihar etti. O dönemde Ming Hanedanı generali Wu Sangui ile ittifakta bulunan Mançu Çing Hanedanı, Li'nin kurduğu kısa ömürlü Shun Hanedanı'nı devirdi, sonra da Çing Hanedanı'nın yeni başkenti olarak atanan Pekin şehri üzerindeki kontrolü ele geçirdi.
Hanedan yönetiminin sonu
1644'ten 1912'ye kadar süren Çing Hanedanı, Çin'in en son imparatorluk hanedanlığıydı. Ming'in fethi (1618–1683) 25 milyon insanın hayatına mal oldu, Çin ekonomisi de büyük ölçüde küçüldü.Güney Ming'in sonunun ardından Çungar Hanlığı'nın fethiyle Moğolistan, Tibet ve Şincan da imparatorluğun topraklarına eklendi.Çing karşıtlığına karşı sıkı önlem olarak tarıma değer veren ve ticareti kısıtlayan bir politikanın uygulanmasıyla merkezi otokrasi güçlendirildi; ayrıca "Haijin" ("deniz yasağı") ve Edebi Engizisyon'la temsil edilen ideolojik kontrollar da uygulandı; bunlar, sosyal ve teknolojik durgunluğa neden oldu. 19. yüzyılın ortasında Çing Hanedanı, Britanya ve Fransa ile girilen Afyon Savaşları'nda Batı emperyalizmine maruz kaldı. Çin, Eşitsiz Antlaşmaların ilki olan 1842 Nanking Antlaşması çerçevesinde tazminat ödemeye, antlaşma limanlarını açmaya, yabancı uyruklu bireylere dış dokunulmazlık vermeye ve Hong Kong'u Britanya'ya devretmeye zorunda kaldı.Birinci Çin-Japon Savaşı'ysa (1894–95) Çing Çini'nin Kore Yarımadası üzerindeki etkisini kaybetmesiyle ve Tayvan'ın Japonya'ya devredilmesiyle sonuçlandı.
Özellikle 1850'lerda ve 1860'larda güney Çin'i harap eden başarısız Taiping Ayaklanması'yla ve kuzeybatıdaki Dungan İsyanı (1862–77)'yla Çing Hanedanı, on milyonlarca insanın öldüğü iç huzursuzluklar yaşamayı başladı. 1860'lardaki Kendini Güçlendirme Hareketi, ilk başta başarılı olsa da, 1880'ler ve 1890'larda bir dizi askeri yenilgiden dolayı birçok aksiliğe uğradı.
19. yüzyılda büyük Çin diasporası başladı. Dış göçünün oluşturduğu nüfus kayıplarına ek olarak çeşitli çatışmalar ve afetlerden dolayı Çin nüfusu büyük oranda düştü; ör. 9 ile 13 milyon arasında kişinin öldüğü 1876–79 Kuzey Çin Kıtlığı. 1898'de Guangxu İmparatoru, modern bir meşrutî monarşinin kurulması yönünde bir reform planı tasarladı; bu planlar ancak İmparatoriçe Cixi tarafından engellendi. 1899–1901'deki talihsiz yabancı karşıtı Boxer Ayaklanması, Hanedan'ı daha fazla zayıflaştırdı. Cixi'nin bir reform programına destek vermesine rağmen 1911–1912 Xinhai Devrimi, Çing Hanedanı'nın sonunu getirdi ve Çin Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla sonuçlandı.
1 Ocak 1912 tarihine Çin Cumhuriyeti kuruldu, Kuomintang (KMT veya Milliyetçi Parti)'dan Sun Yat-sen de geçici devlet başkanı olarak atandı. Ancak başkanlık sonradan eski Çing Generali Yuan Shikai'ye verildi ve bu 1915'te kendisini Çin'in İmparatoru olarak ilan etti. Toplum tarafından yaygın kınama görmenin yanı sıra kendi Beiyang Ordusu'ndan karşıtlıkla karşı karşıya gelince görevden çekilip cumhuriyeti yeniden kurmak zorunda kaldı.
Yuan Shikai'nın 1916'daki ölümünün ardından Çin, politik olarak parçalanmıştı. Pekin'deki hükûmeti uluslararası olarak tanınsa da neredeyse güçsüzdü, zira kendi topraklarının çoğu bölgesel savaş ağalarının kontrolü altındaydı. 1920'lerin sonlarında Kuomintang, o zamanlar Çin Cumhuriyeti Harp Akademisi müdürü olan Çan Kay Şek önderliği altında "Kuzey Seferi" olarak bilinen bir dizi askeri ve politik manevra vasıtasıyla ülkeyi kendi kontrolü altında birleştirmeyi başardı. Kuomintang, ülkenin başkentini Nankin yaptı; ayrıca Sun Yat-sen'in Çin'i modern, demokratik bir devlete dönüştürmeye yönelik San-min programında özetlenen orta düzey siyasi kalkınma aşaması olarak "siyasi vesayet"i uyguladı. Çin'deki siyasi bölünmeler; 1927'den beri Kuomintang'ın KomünistHalk Kurtuluş Ordusu'yla (HKO) çatıştığı Çin İç Savaşı'nda Çan Kay Şek'in mücadelelerini zorlaştırdı. Kuomintang, özellikle HKO'nun Uzun Yürüyüş sırasında geri çekilmesiyle İç Savaş'ı ilk başta başarılı şekilde devam etti, ancak Japonya'nın işlediği saldırılardan ve 1936 Xi'an Olayı'ndan dolayı Çan Kay Şek, Japon İmparatorluğu'yla yüzleşmeye zorunda kaldı.
II. Dünya Savaşı'nın savaş alanlarından birini oluşturan İkinci Çin-Japon Savaşı (1937-1945) kapsamında Kuomintang, HKO ile tedirgin bir ittifaka girmeye mecbur kaldı. Japon güçleri, sivillere karşı çok sayıda savaş zulmü işledi ve 20 milyona kadar Çinli sivil öldü. Kaldı ki Nankin şehrinde Japon işgali sırasında 200.000 Çinlinin katledildiği tahmin edilmektedir. Savaş boyunca Çin; Britanya, ABD ve Sovyetler Birliği'yle beraber ortak vesayette ("güçlülerin vesayeti") bulundu ve bunlar, Birleşmiş Milletler Beyannamesi'nde "Dört Büyük" unvanıyla tanındılar. Çin, üç diğer büyük güçle beraber II. Dünya Savaşı'ndaki Müttefik Devletler'in biriydi ve Savaş'ın ana galiplerinden biri olarak sayılır. 1945'te Japonya'nın teslim oluşunun ardından Pescadores Adaları dahil olmak üzere Tayvan, Çin yönetimine geri devredildi. Çin, savaşın bir fatihi olarak çıksa da savaşın sonunda savaştan tahrip olmuş ve maddi olarak boşaltılmış durumdaydı. Kuomintang ile Komünistlerin arasında devam eden karşılıklı güvensizlik, iç savaşın yeniden başlamasına yol verdi. 1947'de anayasal yönetim kuruldu, ancak devam eden huzursuzluklar nedeniyle Çin Cumhuriyeti Anayasası'nın birçok kanuni hükmü Çin anakarasında hiçbir zaman yürürlüğe girmedi.
Çin İç Savaşı kapsamındaki esas çatışmalar 1949'da sona erdi; Çin Komünist Partisi, Çin anakarasının çoğu üzerindeki egemenliği kazanırken Kuomintang'ın Anakara'dan geri çekilmesiyle bir tek Tayvan, Hainan ve bunların etrafındaki adalar, Çin Cumhuriyeti'nin yönetimi altında kaldı. 21 Eylül 1949 tarihinde Komünist Parti Genel SekreteriMao Zedong, Çin Halk Cumhuriyeti'nin kuruluşunu ilan etti. Bunun ardından 1 Ekim'de Tiananmen Meydanı'nda kitlesel bir kutlama yer aldı; 1 Ekim böylece yeni ülkenin ilk Milli Günü olarak yapıldı. 1950'de Halk Kurtuluş Ordusu, Hainan'ı Çin Cumhuriyeti'nden ele geçirmeyi ve Tibet'i kendi topraklarına dahil etmeyi başardı. Buna rağmen, 1950'ler boyunca geride kalmış Kuomintang kuvvetleri Batı Çin'de isyan yürüttü. ABD kaynaklarında Çin HC'nin kuruluşu, o dönemdeki ABD devlet politika belgelerinde yansıtıldığı gibi sıkça "Çin'in kaybı" (İngilizce: the loss of China) olarak nitelendirilir; Chomsky gibi düşünürler, bunun McCarthyciliğin başlangıcı olduğunu ileri sürer.
Rejim, 1 ile 2 milyon arasında özel mülk sahibinin idam edilmesine sebep olan toprak reformuyla köylü sınıfın arasındaki popülerliğini pekiştirdi. Onun liderliği altında Çin, bağımsız bir sanayi sistemi ve kendi nükleer silahlarını geliştirdi. Çin nüfusu 550 milyondan 900 milyondan fazlaya yükselerek neredeyse iki katında arttı. Buna rağmen, büyük ölçekli ekonomik ve sosyal reform projesi olarak öngörülen Büyük İleri Atılım, 1958 - 1961 arasında çoğunun sebebi açlıktan ölme olan 45 milyon civarında insan hayatı kaybıyla sonuçlandı. 1966'da Mao, ittifaklarıyla beraber 1976'daki kendi ölümüne kadar süren on yıllık siyasi suçlama ve toplumsal karışıklığa patlak veren Kültür Devrimi'ni başlattı. Ekim 1971'de Çin HC, Çin Cumhuriyeti'nin Birleşmiş Milletler'deki yerini aldı; üstelik Çin Cumhuriyeti'nin Güvenlik Konseyi'ndeki yerini alıp daimi Güvenlik Konseyi üyesi oldu.
Mao'nun ölümünden kısa süre sonra Dörtlü Çete tutuklanıp Kültür Devrimi'nin aşırılıklarından sorumlu tutuldu. 1978'de Deng Şiaoping iktidara geldi ve köklü ekonomik reformlar başlattı. Komünist Parti, vatandaşların kişisel hayatları üzerindeki hükûmet kontrolünü gevşedi; komünlerse özel arazi kiralamanın lehine kademeli olarak yürürlükten kaldırıldı. Bu, Çin'in planlı ekonomidenpazarı giderek açılan bir ortama doğru geçişini işaretledi. Çin, şu anki anayasasını 4 Aralık 1982 tarihinde kabul etti. 1989'da Tiananmen Meydanı'nda düzenlenen öğrenci protestolarına karşı uygulanan şiddetli müdahaleler, Dünya'nın çeşitli ülkelerinden Çin hükûmetine yönelik kınama ve yaptırımlara yol verdi.
1990'larda Jiang Zemin, Li Peng ve Zhu Rongji ülkeye önderlik etti. Onların yönetimi altında Çin'in ekonomik performansı, tahminen 150 milyon köylünün yoksulluktan çıkarılmasını ve %11,2 oranında yıllık ortalama gayri safi yurt içi hasıla artışının sürdürülmesini sağladı. Ülke 2001'de resmen Dünya Ticaret Örgütü üyesi oldu ve 2000'lerde Hu Cintao ile Vın Ciabao önderliği altında yüksek ekonomik büyüme oranını devam ettirmeyi başardı. Bu hızlı büyüme ancak ülkenin doğal kaynaklarını ve çevresini de ciddi şekilde etkiledi ve büyük oranda sosyal deplasmana neden oldu.2000'lerin sonlarında ekonomik krize rağmen yaşam standartları hızlı şekilde artmaya devam etti, fakat merkezi politik denetim sıkı kaldı.
2012 için planlanan on yıllık Komünist Parti liderliği değişimi hazırlıkları, hizipler arası anlaşmazlıklar ve siyasi skandallarla işaretlendi. Çin'in Kasım 2012'deki 18. Çin Komünist Partisi Ulusal Kongresi sırasında Şi Cinping, Hu Cintao'nun yerine Çin Komünist Partisi Genel Sekreteri olarak atandı. Şi'nin altında Çin hükûmeti, yapısal istikrarsızlıklara ve yavaşlayan büyümeye maruz kalan ekonomiyi reform etmeye yönelik büyük ölçekli girişimlerde bulunmaya başladı.Şi-Li Yönetimi üstelik tek çocuk politikasına ve cezaevi sistemine ilişkin köklü reformlar ilan etti.
Çin, kurak kuzeydeki Gobi ve Taklamakan çölleri ile nemli güneydeki subtropikal ormanlar arasında değişiklik gösteren geniş ve çeşitlilik dolu bir yeryüzüne sahiptir. Himalaya, Karakurum, Pamir ve Tanrı dağ sıraları Çin'i, Güney ve Orta Asya'nın birçok yerinden ayırır. Dünya'daki en büyük üçüncü ve altıncı nehirleri olan Yangtze (3.) ve Sarı (6.) nehirleri; Tibet Platosu'ndan yoğun nüfuslu doğu kıyısına kadar akar. Çin'in Büyük Okyanus ile kıyı şeridi 14.500 kilometre uzunluktadır ve Bohai, Sarı, Doğu Çin ve Güney Çin denizleri tarafından çevrelenir. Cilalı Taş Devri'nden beri Doğu ile Batı arası iletişim arteri olarak işlev göstermiş ve İpek Yolu'na ait kara yolunun temelini oluşturan Avrasya stepleri, Çin'i Kazakistan sınırına bağlayan toprağı oluşturur.
Çin Halk Cumhuriyeti, kara alanı açısından Rusya'dan sonra Dünya'nın en büyük ikinci ülkesidir. Toplam alan açısındansa "toplam alan"ın tanımına göre ya Rusya'yla Kanada'dan sonra en büyük üçüncü ya da bunlarla Amerika Birleşik Devletleri'nden sonra en büyük dördüncü ülkesidir. Çin'in toplam alanı genellikle 9.600.000 km2 civarı olarak verilir. Spesifik yüzölçümü sayılarıysa 9.572.900 km2 (Encyclopædia Britannica), 9.596.961 km2 (BM Yıllık Demografik Raporu) ile 9.596.961 km2 (CIA World Factbook) arasında farklılık gösterir.
Çin'in toprakları 18° ile 54° Kenlemleri ve 73° ile 135° Dboylamları arasında bulunur. Çin'in çeşitli yeryüzleri büyük oranda farklılık göstermektedir. Doğudaki Sarıdeniz ve Doğu Çin Denizi kıyılarında geniş ve yoğun nüfuslu alüvyonlu ovalar; kuzeydeki İç Moğolistan platosunun kenarlarındaysa büyük alanlar kapsayan çayırlar mevcuttur. Güney Çin'de tepeler ve alçak dağ sıraları hakim, merkez-doğudaysa Çin'in iki büyük nehrini oluşturan Sarı Nehir ile Yangtze Nehri'ne ait deltalar bulunur. Xi, Mekong, Brahmaputra ve Amur; Çin'in içinden geçen diğer önemli nehirlerin arasındadır. Batıda başta Himalaya Dağları olmak üzere büyük dağ sıraları mevcuttur. Taklamakan ve Gobi gibi kuzeydeki daha kurak yeryüzü şekillerinin arasında yüksek yaylalar bulunmaktadır. Dünya'nın en yüksek noktası olan Everest Dağı (8.848m), Çin-Nepal sınırındadır. Çin'in en alçak noktası ve Dünya'nın en alçak üçüncü noktasıysa Turfan Havzası'ndaki Ayding Gölü'nün tamamen kurumuş göl yatağıdır (-154m).
İklim
Çin'in iklimi esasen kuru sezonlardan ve nemli musonlardan oluşur; bu, kış ve yaz arasında belirgin sıcaklık farklılıklarına yol açar. Kışın yüksek enlemli alanlardan esen kuzey rüzgârları soğuk ve kuru; yazın daha alçak enlemlerdeki kıyısal alanlardan esen güney rüzgârlarıysa ılık ve nemli. Ülkenin oldukça karmaşık topoğrafyası nedeniyle Çin'deki iklim bölgeden bölgeye farklılık göstermektedir.
Başta Gobi Çölü olmak üzere çöllerin giderek daha fazla yaygınlaşması, Çin'deki başlıca çevre sorunlarından birini teşkil etmektedir. 1970'lerden beri dikilen bariyer ağaç hatlarının kum fırtanalarının sayısını düşürmüş olmasına rağmen, uzun süreli kuraklıklar ve zararlı tarım uygulamaları, kuzey Çin'in her ilkbahar toz fırtınalarına maruz kalmasına sebep olmuştur. Bu fırtınalar; Kore ve Japonya dahil olmak üzere Doğu Asya'nın diğer bölgelerine de yayılır. 2007'de Çin'in çevre gözlemcisi olan Çevre Koruma Bakanlığı, Çin'in her sene 4.000 km2'lik bir alanı çölleşmeye kaybettiğini belirtti. Su kalitesi, erozyon ve kirlilik kontrolü, Çin'in diğer ülkelerle bulunduğu ilişkiler kapsamında önemli sorunlar oluşturmuştur. Himalaya Dağları'ndaki buzulların erimesi, yüz milyonlarca insan için su sıkıntılarına yol verebilir.
Çin; hem Palearktik hem de Hintmalaybiyocoğrafik bölgelerinde bulunup, biyoçeşitlilik açısından dünyanın en zengin ülkelerinden biridir. Bir ölçüme göre, Çin'de 34.687'den fazla hayvan ve vasküler bitki türü bulunmaktadır; böylece biyoçeşitlilik açısından Brezilya ve Kolombiya'dan sonra Dünya'nın en zengin üçüncü ülkesidir. Ülke, 11 Haziran 1992 tarihinde Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi'ni imzaladı, sonra 5 Ocak 1993 tarihinde sözleşmeye taraf oldu. Daha sonra, 21 Eylül 2010'da sözleşmenin aldığı bir değişiklikle Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Stratejisi ve Eylem Planı'nı hazırladı.
Çin; en az 551 memeli türüne (Dünya'daki en yüksek üçüncü sayısı), 1.221 kuş türüne (sekizinci), 424 sürüngen türüne (yedinci) ve 333 iki yaşamlı türüne (yedinci) ev sahipliği yapmaktadır. Dünya'daki tropik bölgelerin haricinde Çin, her kategoride en fazla biyolojik çeşitlilik gösteren ülkedir. Çin'deki yaban hayatı, kendi yaşam alanını Dünya'nın en büyük homo sapiens nüfusuyla paylaşmakta ve bunlardan büyük oranda basınç görmektedir. Ağırlıklı olarak yaşam alanı tahribatı, çevre kirliliği ve yiyecek, kürk veya geleneksel Çin tıbbı malzemeleri için kaçak avcılığı gibi insan aktiviteleri nedeniyle Çin'de en az 840 hayvan türü tehdit altında, savunmasız veya yerel olarak yok olma tehlikesi altındadır. Nesli tükenmek üzere olan yaban hayatı yasayla korunmaktadır ve 2005 itibarıyla 149,95 milyon hektarlık bir toplam alan veya Çin'in toplam kara alanının %15'ini kapsayan 2.349 doğa rezervi bulunmaktadır.
Çin'de 32.000'den fazla vasküler bitki türü mevcut ve çeşitli orman türlerine ev sahipliği yapılmaktadır. Soğuk, iğne yapraklı ormanlar, ülkenin kuzeyinde egemen olup, sığın ve Asya kara ayısı gibi hayvan türlerini desteklemenin yanı sıra 120'den fazla kuş türünü desteklemektedir. Nemli iğne yaprakları ormanların kerpeteni, bambu çalılıklarını içerebilir. Ardıç ve porsuğun mevcut olduğu daha yüksek rakımlı alanlardaysa bambunun yerine ormangülü bulunabilir. Merkez ve güney Çin'de egemen olan subtropikal ormanlar, 146.000'e kadar flora türünü desteklemektedir. Tropikal ve mevsimsel yağmur ormanlarınınYünnan ve Hainan Adası'na sınırlı olmakla birlikte Çin'deki tüm hayvan ve bitki türlerinin dörtte birini barındırırlar. Çin'de 10.000'den fazla mantar türü kaydedilmiştir; bunların neredeyse 6.000'i yüksek mantarlardır.
Son onyıllarda Çin, ciddi oranda çevre bozukluğu ve kirliliğine maruz kalmıştır. 1979 Çevresel Koruma Kanunu çerçevesindeki düzenlemeler sıkı olsa da, bunlar oldukça zayıf şekilde uygulanmaktadır, zira ekonomik büyümenin lehine bunlar sürekli yerel topluluklar ve hükûmet memurları tarafından göz ardı edilmektedir.
Çin, Hindistan'dan sonra hava kirliliği nedeniyle en yüksek ölüm oranına sahip ikinci ülkedir. Çevresel hava kirliliğine maruz kalmanın neden olduğu yaklaşık 1 milyon ölüm vardır. Çin, dünyanın en yüksek CO2 yayan ülkesi olmasına rağmen, yalnızca 8 ton kişi başına düşen CO2 miktarı ile, Amerika Birleşik Devletleri (16,1), Avustralya (16,8) ve Güney Kore (13,6) gibi gelişmiş ülkelerden çok daha düşüktür.
Kentsel hava kirliliği, ülke çapında ciddi bir sağlık sorunu teşkil etmektedir; Dünya Bankası 2013 yılı tahminlerine göre Dünya'nın en kirli 20 şehrin 16'sı Çin'dedir. Çin, Dünya'nın en büyük karbon dioksit salınımcısıdır. Ülkede ayrıca büyük su kirliliği sorunları mevcuttur: 2011'in sonuna doğru Çin'deki nehirlerin %40'ı endüstriyel ve tarımsal atıklar tarafından kirlenmiş durumdaydı. 2014'te Çin'deki kişi başına göre iç tatlısu kaynakları 2.062 m3'e azalmıştı; üstelik Dünya genelindeki sayı 5.920 m3 iken Kuzey Çin Ovası'ndaki sayı 500 m3'ten azdı.
Bunlara rağmen Çin, dünyaki yenilenebilir enerji ve ticarileştirilmesinin en önde gelen yatırımcısıdır; sadece 2011'de yenilenebilir enerjiye 52 milyon Amerikan doları değerinde yatırım yapıldı. Yenilenebilir enerji teknolojilerinin önemli bir üreticisidir ve yerel ölçekli yenilenebilir enerji projelerine büyük yaptırımlar yapmaktadır. 2015'te Çin'deki enerjinin %24'ü yenilenebilir kaynaklardandı. Bu kaynakların arasındaki en yaygını hidroelektrik güç: 197 GW'lık toplam yüklenmiş kapasiteyle Çin, Dünya'nın en büyük hidroelektrik güç üreticisidir. Çin ayrıca Dünya'nın en büyük yüklenmiş fotovoltaik güneş enerjisi ve rüzgâr enerjisi sistemlerine sahiptir.
2011'de Çin hükûmeti, on yıllık bir süre zarfında su altyapısına ve desalinasyon projelerine dört trilyon yuan (619 milyar ABD$) değerinde yatırım yapma ve 2020'ye kadar bir taşkın önleme ve kuraklık önleme sistemin inşaatını tamamlamama planlarını açıkladı. 2013'te Çin, özellikle ülkenin kuzeyinde 277 milyar ABD$ değerinde bir hava kirliliği azaltma girişimi başlattı.
Köy ve kasaba seviyesinde açık, çekişmeli seçimlerin düzenlenmesiyle siyasi liberalleşmeye doğru bazı adımlar atılmıştır. Parti ancak fiilen hükûmet görevlendirmeleri üzerindeki yetkiye sahiptir: etkili bir muhalefet var olmaksızın ÇKP çoğunlukla varsayılan olarak kazanır. Zenginlerle fakirler arasında büyüyen uçurum ve hükûmet yolsuzluğu, Çin'deki ana siyasi kaygıların arasındadır. Buna rağmen, hükûmet ve hükûmetin devlet yönetimi için kamu destek seviyesi yüksektir; 2011'de yapılan bir ankete göre Çin vatandaşlarının %80-95'i, merkezi hükûmetle memnun olduklarını ifade ettiler.
Çin, Tayvan'ı 23. eyaleti olarak varsaymaktadır; Tayvan ancak Çin Halk Cumhuriyeti'nin toprak taleplerini reddeden Çin Cumhuriyeti'nin yönetimi altındadır. Tüm Çin Halk Cumhuriyeti toprakları üzerinde talepte bulunan Çin Cumhuriyeti, Çin HC'ndeki idari bölünmelerinin hiçbirini tanımamaktadır.
ÇHC'nin 175 ülkeyle diplomatik ilişkisi var ve 162 ülkede elçilik işletmektedir. Ülkenin meşruiyeti, Çin Cumhuriyeti ve bazı diğer ülkeler tarafından reddedilmektedir; böylece sınırlı şekilde tanınan devletlerin arasındaki en büyüğü ve en yüksek nüfusa sahip olanıdır. 1971'de ÇHC, Çin'in tek temsilci devleti olarak hem Birleşmiş Milletler'de hem de Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin beş daimi üyesinin biri olarak Çin Cumhuriyeti'nin yerini aldı. Çin ayrıca Bağlantısızlar Hareketi'nin eski üyesi ve lideriydi ve kendini hala gelişmekte olan ülkelerin bir temsilcisi olduğunu varsaymaktadır. Çin; Brezilya, Rusya, Hindistan ve Güney Afrika'yla beraber yükselen büyük ekonomilerin grubu BRICS'in bir üyesidir ve Nisan 2011'de Hainan-Sanya'da grubun üçüncü resmî zirvesine ev sahipliği yaptı.
Tek Çin politikasının kendi yorumlamasına göre Pekin, diğer ülkelerle diplomatik ilişki kurmanın ön koşulu olarak o ülkenin ÇHC'nin Tayvan üzerindeki toprak talebini tanımasını ve Çin Cumhuriyeti hükûmetiyle resmî bağlarını kesmesini beklemektedir. Özellikle silah satışı konusunda yabancı ülkeler Tayvan'a yönelik diplomatik jestte bulununca Çinli memurlar birçok zaman buna karşı itiraz etmiştir.
Araştırmacılara göre Çin'in mevcut dış politikasının birçok unsuru, Başbakan Zhou Enlai'nin geliştirdiği Barışçıl Birlikte Varolmanın Beş İlkesi'ne dayanmaktadır; ayrıca ideolojik farklılıklara rağmen devletler arası ilişkilerin sürdürülmesini savunan "tekdüzeliksiz uyum" kavramıyla şekillendirilir. Bu politika; Çin'in Zimbabve, Kuzey Kore ve İran gibi Batı devletlerinin tehlikeli ya da baskılayıcı olarak algıladığı devletleri desteklemesine yol vermiş olabilir. Çin'in Rusya'yla yakın ekonomik ve askeri ilişkileri var, ve her iki ülke BM Güvenlik Konseyi'nde sıklıkla birbiriyle aynı şekilde oy vermektedir.
Ticari ilişkiler
Son on yıllarda Çin, kendi Asya-Pasifik komşularıyla serbest ticaret bölgeleri ve güvenlik paktlarının kurulması yönünde çağrılarda bulunmasında giderek daha büyük bir rol oynamıştır. Çin, 11 Aralık 2001 tarihinde Dünya Ticaret Örgütü üyesi oldu. 2004'te, bölgesel güvenlik sorunlarına ilişkin bir forum olarak yepyeni Doğu Asya Zirvesi (DAZ) çerçevesinin kuruluşunu önerdi.ASEAN Artı Üç, Hindistan, Avustralya ve Yeni Zelanda'nın dahil olduğu DAZ, açılış zirvesini 2005'te düzenledi. Çin ayrıca Rusya ve Orta Asya cumhuriyetleriyle beraber Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ)'nün kurucu üyelerinden biridir.
2000'de Amerika Birleşik Devletleri Kongresi; Çin'le "kalıcı normal ticari ilişkiler" ("permanent normal trade relations")in kurulmasını kabul edip, Çin ihracatının çoğu diğer ülkelerden gelen mallarla aynı düşük tariflerle ülkeye girmesine izin verdi. Çin'in en önemli ihracat pazarı olan ABD'yle büyük oranda ticaret fazlası vardır. 2010'ların başlarında Amerikalı siyasetçiler, Çin yuanı değerinin oldukça düşük olması nedeniyle Çin'in haksız ticaret avantajına sahip olduğunu savundular. Son on yıllarda Çin, ticaret ve ikili işbirliği yönünde Afrika ülkeleriyle ilgilenme politikasını izlemektedir; 2012'de Çin-Afrika ticaretinin toplam değeri 160 milyar ABD$'ndan fazlaydı. Çin üstelik büyük Güney Amerika ekonomileriyle de ilişkilerini güçlendirmiştir; Brezilya'nın en büyük ticaret ortağı olmasının yanı sıra Arjantin'le de stratejik bağlar kurmuştur.
Çin'in Tayvan haricinde diğer toprak anlaşmazlıkları da mevcuttur. 1990'lardan beri Çin, Hindistan'la bulunduğu sınır anlaşmazlığı ve Bhutan'la sınırının kesinleşmemesi dahil olmak üzere çeşitli sınır anlaşmazlıklarını çözmek için müzakerelerde bulunmuştur. Çin'in ayrıca Senkaku Adaları ve Scarborough Kum Bankı gibi Doğu ve Güney Çin Denizi'ndeki çeşitli küçük adaların hangi ülkeye ait olduğu konusunda çok uluslu anlaşmazlıkları vardır. 21 Mayıs 2014 tarihinde Şi Cinping; Şanghay'da düzenlenen bir konferansta verdiği bir konuşmada Çin'in toprak anlaşmazlıklarını barışçıl şekilde çözmeyi taahhüt etti: "Çin, toprak egemenliği ve deniz hakları ve menfaatleri üzerinde diğer ülkelerle bulunduğu anlaşmazlıklarının barışçıl çözümünün arayışına kararlıdır."
Çin, düzenli olarak potansiyel yeni süper güç olarak nitelendirilir; Çin'in hızlı ekonomik ilerlemesi, büyüyen askerî gücü, çok büyük nüfusu ve uluslararası alandaki büyüyen etkisi, bazı yorumcular tarafından Çin'in 21. yüzyılda önemli bir rol oynayacağı yönünde işaretler olarak algılanmaktadır. Ancak diğer yorumcularsa, yüzyılın geçişiyle Çin'in büyümesinin ekonomik balonlar ya da demografik dengesizlikler nedeniyle yavaşlayabileceği ya da tamamen durabileceği yönünde uyarılarda bulunmaktadır. Üstelik bazı yazarlar, "süper güç" teriminin tanımını sorgulayıp, Çin'in sırf büyük ekonomiye sahip olmasının süper güç olmak için yeterli olmadığını savunur ve Çin'in ABD'nin sahip olduğu seviyede askerî güce veya kültürel etkiye sahip olmadığını ileri sürerler.
Çin, ülkede yaşayan insanların sosyal kontrolünün bir aracı olarak kameralardan, yüz tanıma yazılımlarından, sensörlerden ve kişisel teknolojinin gözetiminden oluşan devasa bir casusluk ağı kullanmaktadır.Çin demokrasi hareketi, sosyal aktivistler ve ÇKP'nin bazı üyeleri sosyal ve politik reform ihtiyacına inanmaktadır. Çin'de 1970'lerden bu yana ekonomik ve sosyal kontroller önemli ölçüde gevşetilmiş olsa da, siyasi özgürlük hala sıkı şekilde kısıtlanmaktadır. Çin Halk Cumhuriyeti Anayasası, vatandaşların "temel hakları" ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü, adil yargılanma hakkı, din özgürlüğü, genel oy hakkı ve mülkiyet hakkını kapsar. Ancak uygulamada bu hükümler devletin cezai kovuşturmasına karşı önemli bir koruma sağlamamaktadır. Hükûmet politikalarına ve iktidardaki ÇKP'ye yönelik bazı eleştirilere müsamaha gösterilmesine rağmen, toplu eylemi önlemek için en başta İnternet olmak üzere siyasi konuşma ve bilgilere yönelik sansür düzenli olarak kullanılmaktadır.
Bazı yabancı hükûmetler, yabancı basın ajansları ve sivil toplum kuruluşları Çin'in insan hakları sicili'ni yargısız gözaltı, zorla kürtaj, zorla itiraf, işkence, temel hakların kısıtlanması, ve ölüm cezasının aşırı kullanımı gibi yaygın medeni hak ihlalleri iddiasıyla eleştirdiler. Hükûmet, 1989 Tiananmen Meydanı protestoları ve katliamı örneğinde olduğu gibi "sosyal istikrar" için potansiyel bir tehdit olarak gördüğü halk protestolarını ve gösterilerini bastırır.
Sınır Tanımayan Gazeteciler'in 2005'te yayımladığı Yıllık Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde Çin, 167 devletin arasında 159. sırada yer aldı; bu, Çin'de çok düşük seviyede basın özgürlüğünün mevcut olduğunu gösterir. 2014'te Çin, 180 ülkenin arasında 175. sırada yer aldı.
Köylerden şehirlere göç edenler, devlet yardımlarına erişimi kontrol eden hukouev kayıt sistemi nedeniyle kendilerine ikinci sınıf vatandaş muamelesi edildiğini görürler. Mülkiyet hakları genellikle kötü korunmaktadır; vergi sistemiyse yoksul vatandaşları orantısız şekilde etkiler. Buna rağmen, 2000'lerden beri kırsal alanlarda uygulanan birçok vergi uygulaması ya azaltılmış ya da tamamen kaldırılmış ve köylerde yaşayanlara ek sosyal hizmetler sunulmuştur.
Falun Gong, 1992'de ilk kez kamuya öğretildi. Falun Gong uygulayıcıları sayısının 70 milyona ulaştığı 1999'da, Falun Gong'a zulüm başladı; bu, toplu tutuklamalarla, hukukdışı gözaltına alınmalarla ve gözaltında işkence ve ölümlerin yer aldığını ileri süren raporlarla sonuçlanmıştır. Çin devleti; şiddetli polis darbeleri ve din baskısı dahil olmak üzere Tibet ve Şincan'da büyük ölçekli baskıyla ve insan hakları ihlalleriyle düzenli olarak suçlanmaktadır; ör. Şincan'daki yeniden eğitim kampları.
Çin hükûmeti, geçim ve ekonomik kalkınma haklarının diğer insan hakları türleri için ön şart olduğunu ve insan hakları kavramının bir ülkenin mevcut ekonomik gelişme seviyesini dikkate alması gerektiğini savunarak yabancı eleştirilere yanıt verir. 1970'lerden beri yaşam standardının, okuryazarlık oranının ve beklenen ortalama yaşam süresinin yükseldiğini, işyeri güvenliğinin ilerlediğini ve Yangtze Nehri'nin sürekli oluşturduğu seller gibi doğal afetlerle mücadele teşebbüslerinde bulunduğunu vurgular. Demokrasiye dair yaygın muhafazakâr görüşlere rağmen bazı Çinli siyasetçiler, demokratikleşmeyi desteklediğini bildirmişlerdir. Bazı köklü reform çabaları yürütülmüştür, ör. Kasım 2013'te hükûmet, tek çocuk politikasının gevşetilmesi ve çok eleştiriye uğramış emek yoluyla yeniden eğitim programının kaldırılması yönünde planların gerçekleşeceğini ilan etti ama insan hakları grupları, bu ikinci konuda şu ana kadar yürütülen reformların çoğunlukla yüzeysel olduğunu savunmuştur. 2000'ler ve 2010'ların başı boyunca Çin hükûmeti, sosyal sorunlara pratik ve etkili çözümler sunan sivil toplum kuruluşlara giderek daha fazla hoşgörülü davrandı ama bu tür "üçüncü sektör" faaliyetler yine sıkı düzenlemelere tabidir.
Çin, son on yıllarda kendi hava kuvvetlerini modernleştirmekte büyük ilerlemeler etmiştir; Suhoy Su-30 gibi Rus avcı uçakları satın almanın yanı sıra başta Chengdu J-10 ile J-20 ve Shenyang J-11, J-15, J-16 ve J-31 olmak üzere kendi modern avcılarını da üretmiştir. Çin ayrıca kendine özgü hayalet uçakların ve çok sayıda insansız hava aracının gelişiminde etkindir.Hava ve deniz inkarı silahlarında gelişimler, hem Japonya hem de Vaşington'ın bakış açısına göre bölgesel tehditleri arttırmıştır. Çin, yaşlanan Sovyet envanterini modern Type 99 tankının çeşitli türevleriyle değiştirerek ve ağ merkezli harp yeteneklerini geliştirmek için C3I ve C4I sistemlerini yükselterek yerli kuvvetlerini yenilemiştir. Buna ek olarak Çin, uydu karşıtı füzeler,seyir füzeleri ve denizaltıdan başlatılan nükleer KABF'ler dahil olmak üzere çok sayıda gelişmiş füze sistemini geliştirmiş veya elde etmiştir. Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü verilerine göre Çin, 2010-14 arasında Dünya'nın en büyük üçüncü büyük silah ihracatçısı oldu; bu, 2005-2009 arasındaki dönemden yüzde 143 oranında bir artış teşkil etmektedir.
Dünya Bankası'na göre Çin'in GSYİH'sı 1978'de 150 milyar dolardan 2021'de 17,73 trilyon dolara yükseldi. Dünyanın 500 en büyük şirketi içinde 145'inin merkezi Çin'dedir.
Çin refah ve gerileme döngüleri gördüğü son iki bin yılın çoğu zamanlarında dünyanın büyük ekonomilerindendi.
1978'de ekonomik reformların başlamasından bu yana Çin oldukça çeşitlendirilmiş bir ekonomi haline gelip uluslararası ticaretin önemli oyuncularından oldu. Rekabet gücünün olduğu başlıca sektörler imalat, perakende, madencilik, çelik, tekstil, otomobil, enerji üretimi, yeşil enerji, bankacılık, elektronik, telekomünikasyon, emlak, e-ticaret ve turizmdir. Shanghai, Hong Kong ve Shenzhen hepsi birlikte Çin’de Ekim 2020 itibarıyla 15,9 trilyon doların üzerinde piyasa değeri olan dünyadaki en büyük on borsadan üçü vardır.
Çin, Şanghay, Hong Kong, Pekin ve Shenzhen ile dünyanın en rekabetçi on finans merkezinden dördüne sahiptir ve bu, 2020 Küresel Finans Merkezleri Endeksi'deki herhangi bir ülkeden daha fazladır. Oxford Economics tarafından hazırlanan bir rapora göre 2035 yılına kadar Çin'in Şanghay, Pekin, Guangzhou ve Shenzhen ile dört şehri, nominal GSYİH açısından dünyanın en büyük on şehri arasında olacağı tahmin edilmektedir.
Ekonomik tarih ve büyüme
1949'daki kuruluşundan 1978'in sonuna kadar Çin Halk Cumhuriyeti, Sovyetler Birliği tarzında merkezi bir planlı ekonomi idi. 1976'da Mao'nun ölümünün ve Kültür Devrimi'nin sonunun ardından Deng Şiaoping'le yeni Çin liderliği, ekonomiyi reform etmeye ve tek partili yönetim altında daha piyasa odaklı bir karma ekonomiye doğru geçmeye başladı. Tarımsal kolektifleştirme kaldırıldı ve tarım arazileri özelleştirildi; dış ticaretinse yeni, önemli bir odak noktası olması, Özel Ekonomik Bölgeler'in kuruluşuna yol verdi. Verimsiz devlet şirketleri yeniden yapılandırıldı; kârsız olanlarsa çok sayıda iş kaybı sonucuyla tümüyle kapatıldı. Günümüz Çin, esas olarak özel mülk sahipliğine dayalı bir pazar ekonomisi olarak nitelendirilir ve devlet kapitalizminin en önde gelen örneklerinden biridir. Enerji üretimi ve ağır sanayi gibi stratejik "sütun" sektörlerin üzerinde devlet yine hakim, ancak 2008 itibarıyla yaklaşık 30 milyon özel işletmenin kaydedilmesiyle özel girişimlerde muazzam bir artış yer almıştır.
1978'de ekonomik liberalleşmenin başlamasından beri Çin, büyük ölçüde yatırım ve ihracat yönlü büyümeye dayanarak, Dünya'nın en hızlı büyüyen ekonomilerin arasında olmuştur. IMF'ye göre Çin'in 2001-2010 arasındaki yıllık ortalama GSYİH büyüme oranı %10,5. 2007-2011 arasında Çin'in ekonomik büyüme oranı, tüm G7 üye devletlerinin toplam büyüme oranlarıyla eşitti.Citigroup'un Şubat 2011'de hazırladığı Küresel Büyüme Jeneratörleri Endeksi'ne göre Çin, çok yüksek bir büyüme değerlendirmesine sahiptir. Yüksek verimliliği, düşük işçilik maliyetleri ve oldukça iyi altyapısı, hepsi Çin'in imalat sektöründe küresel lider olmasını sağlamıştır. Buna rağmen, Çin aynı zamanda enerji tüketimi açısından hem enerji yoğunluğu hem de enerji verimsizliği gösteren bir ekonomidir. 2010'da Çin, Dünya'nın en büyük enerji tüketicisi oldu, kendi enerji ihtiyaçlarının %70'ini kömür yakarak karşılar ve Eylül 2013'te ABD'nin önünden geçerek Dünya'nın en büyük petrol ithalatçısı oldu. 2010'ların başlarında Çin'in ekonomik büyüme oranı; yerli kredi sorunları, Çin ihracatına yönelik uluslararası talebin zayıflaması ve küresel ekonominin kırılganlığı nedeniyle yavaşlamaya başladı.
Çevrimiçi alemde Çin'in e-ticaret endüstrisi, Avrupa Birliği ve ABD'dekilerden daha yavaş şekilde büyüdü, ancak 2009'dan beri bu konuda önemli adımlar atılmıştır. Credit Suisse'e göre, Çin'deki çevrimiçi işlemlerin toplam değeri, 2008'de önemsiz bir boyuttan 2012'de yaklaşık 4 trilyon RMB (660 milyar ABD$)'ye çıktı. Çin'deki çevrimiçi ödeme pazarındaki egemen firmalar Alipay, Tenpay ve China UnionPay'dır.
Küresel ekonomide Çin
Çin, Dünya Ticaret Örgütü üyesi olup, 2012 itibarıyla 3,87 trilyon ABD$ değerinde toplam uluslararası ticaret değerine sahip olmasıyla Dünya'nın en büyük ticaret gücüdür. 2010'un sonunda yabancı döviz rezervleri 2,85 trilyon ABD$'na ulaştı; bu önceki seneden %18,7 oranında bir artış teşkil eder, böylece açık arayla Dünya'nın en büyük rezervlerine sahiptir. 2012'de 253 milyar ABD$ değerinde içe doğrudan yabancı yatırım (DYY) alarak Dünya'nın en büyük içe DYY alıcısıydı. 2014'te Çin, 64 milyar ABD$ değerinde döviz havaleleri kazanarak Dünya'nın en büyük ikinci havale alıcısıydı. Çin, yurt dışında da yatırımlarda bulunmaktadır; birçok büyük yabancı firmanın Çinli şirketler tarafından devralınmasının yanı sıra 2012'e Çin'in toplam dışa DYY'ı 62,4 milyar ABD$ değerinde idi. 2009'da Çin, 1,6 trilyon ABD$ değerinde ABD menkul kıymetlerine sahipti, üstelik 1,16 trilyon ABD$'ndan fazla ABD hazine tahvillerine sahip olup ABD ulusal borcunun en büyük sahibiydi. Çin'in düşük değerli döviz kuru, diğer büyük ekonomilerle sürtüşmelere neden olmuştur, ayrıca büyük miktarda sahte ürün imalatı konusunda çok eleştirilmiştir.McKinsey danışmanlık firmasına göre, Çin'deki toplam ödenmemiş borç, 2007'de 7,4 trilyon ABD$'ndan 2014'te 28,2 trilyon ABD$'na çıktı; bu, Çin'in GSYİH'sının %228'ini yapar. 2017'de Uluslararası Finans Enstitüsü, Çin'deki borçların GSYİH'nın %304'ine çıktığını ileri sürdü.
Milyar ABD$ değerinde büyük ekonomilerin 2014 yılı nominal GSYİH'larının karşılaştırması (IMF)
"Orta sınıf" kapsamına, yıllık geliri 10.000-60.000 ABD$ arasında olan bireyler girerse Çin'deki orta sınıf nüfusu, 2012'de 300 milyondan fazlaya çıkmıştı.Hurun Raporu'na göre, Çin'deki ABD doları milyarderlerin sayısı, 2009'da 130'dan 2012'de 251'e çıktı; Çin böylece Dünya'nın en büyük ikinci milyarder sayısına sahiptir. Çin'deki yerel perakende pazarının değeri, 2012'de 20 trilyon yuan (3,2 trilyon ABD$)dan fazla idi, 2013 itibarıyla da her sene %12 oranında büyümektedir; ülkedeki lüks eşya pazarıysa büyük oranda gelişmiştir ve küresel payının %27,5'ini oluşturur. Ancak son senelerde Çin'deki hızlı ekonomik büyüme, ağır tüketici enflasyonunun oluşmasına katkıda bulunmuş, bu nedenle de daha fazla hükûmet düzenlemesine yol vermiştir. Çin'de büyük oranda gelir eşitsizliği mevcuttur; bu özellikle son on yıllarda artmıştır. 2012'de Çin'in resmî Gini katsayısı 0,474.Güneybatı Finans ve Ekonomi Üniversitesi'nin yaptığı bir çalışmaya göre, Çin'in Gini katsayısı 2012'de aslında 0,61'e ulaşmıştı; Çinlilerin en zengin %1'iyse Çin'deki zenginliğin %25'ten fazlasına sahipti.
2008 küresel finans krizi sonrasında Çin, ABD dolarına bağımlılığını ve uluslararası para sisteminin zayıflığını fark etti. 2009'da dim sum tahvil pazarının kurulmasıyla ve denizaşırı RMB likidite havuzlarının kuruluşunu sağlayan Sınır Ötesi Ticaret RMB Uzlaşma Pilot Projesi'nin genişletilmesiyle RMB'nin uluslararasılaşma süreci hızlandırıldı. Kasım 2010'da Rusya, Çin'le ikili ticaretinde Çin renminbisi'ni kullanmaya başladı. Bunun sonrasında Japonya,Avustralya,Singapur,Birleşik Krallık ve Kanada'yla ikili ticarette de Renminbi kullanılmaya başladı. 2013'te Renminbi, hızlı uluslararasılaşmasından dolayı Dünya'nın en çok işlem gören sekizinci para birimi oldu.
Bir zamanlar Çin, Ming Hanedanı dönemine kadar bilim ve teknoloji dallarında Dünya lideriydi. Kâğıt, matbaacılık, pusula ve barut ("Dört Büyük Buluş") gibi antik Çin keşifleri ve icatları, ilk önce Asya'ya, sonra da Avrupa'ya yayıldı. Negatif sayı kullanan ilk matematikçiler Çinliydi. Ancak 17. yüzyıla gelince Batı Dünyası, bilimsel ve teknolojik gelişme açısından Çin'i aşmıştı. Bu Büyük Ayrışma'nın sebepleri hâlen tartışılmaktadır.
Batı ulusları tarafından 19. yüzyılda tekrarlanan askeri yenilgilerin ardından Çinli reformcular, Kendini Güçlendirme Hareketi kapsamında modern bilimi ve teknolojiyi terfi etmeye başladı. 1949'da Komünistler iktidara geldikten sonra; bilimsel araştırmanın merkezi planlamanın bir parçası olduğu Sovyetler Birliği modeline dayanarak bilim ve teknolojiyi düzenleme teşebbüsleri edildi. Mao'nun 1976'daki ölümünden sonra bilim ve teknoloji, Dört Modernizasyon'un biri olarak saptandı, Sovyet etkisi altındaki akademik sistemse zamanla reforme edildi.
Çağdaş dönem
Kültür Devrimi'nin sonundan beri Çin, bilimsel araştırmalarda büyük yatırımlarda bulunmuştur;
Çin, 2020'de resmi olarak yaklaşık 377,8 milyar dolar değerinde GSYİH'sının yaklaşık %2,4'ünü Ar-Ge'ye harcadı.
Dünya Fikri Mülkiyet Göstergeleri'ne göre Çin, 2018 ve 2019'da ABD'den daha fazla başvuru aldı ve 2021'de patentler, faydalı modeller, ticari markalar, endüstriyel tasarımlar ve yaratıcı ürünler ihracatında dünya çapında birinci oldu.
2022'de Küresel İnovasyon Endeksi'nde 11. sırada yer aldı ve 2013'teki 35. sıradan önemli bir gelişme kaydetti.
Çin, eğitim sistemini bilim, matematik ve mühendislik üzerine yoğunlaştırarak geliştirmektedir. 2009'da Çin'de 10.000'den fazla doktora öğrencisi mühendis ve 500.000'e kadar BSc öğrenci mezun oldu. Bu Dünya'nın tüm diğer ülkelerinden daha yüksektir. Çin üstelik bilimsel makalelerin Dünya'daki en büyük ikinci yayımlayıcısı; sırf 2010'da önde gelen uluslararası bilimsel dergilerinde 5.200 makalenin yayımlanması dahil olmak üzere yaklaşık 121.500 bilimsel makale yayımladı.Huawei ve Lenovo gibi Çinli teknoloji şirketleri, telekomünikasyon ve kişisel bilgisayar dallarında Dünya lideri oldular; Çin'de geliştirilen süper bilgisayarlar da sürekli Dünya'nın en güçlü bilgisayarlarının arasında sıralanır. Çin ayrıca sanayi robotların kullanımını geliştirmektedir; 2008-2011 arasında Çin fabrikalarında çok amaçlı robotların kurulması yüzde 136 oranında arttı.
Uzay programı
Çin uzay programı, 1958'de Sovyetler Birliği'nden bazı teknoloji transferleriyle başladı.
Çin, Dünya’nın en etkin uzay programlarından birine sahiptir ve bu durum büyük bir ulusal gurur kaynağıdır. 1970'te Çin, "Dong Fang Hong I" isimli ilk uydusunu fırlattı. Böylece bağımsız olarak kendi uydusunu fırlatan beşinci ülke oldu.
2003 yılında Çin, Yang Liwei'nin Shenzhou 5 uzay uçuşuyla bağımsız olarak uzaya insan gönderen dünyadaki üçüncü ülke oldu.
2022 itibarıyla iki kadın dahil olmak üzere on altı Çin uyruklu birey uzay seferi tamamladı.
2020’lerin başlarına kadar büyük insanlı uzay istasyonu kurma projesinin ilk aşamasını olarak,
2011'de Çin, ilk uzay istasyonu test yatağı Tiangong 1'i fırlattı.
2013 yılında, Çin robot gezgini Yutu, Chang'e 3 görevinin parçası olarak ay yüzeyine başarılı şekilde indi.
2020'de Chang'e 5, ay örneklerini Dünya'ya başarıyla geri göndererek Çin'i Amerika Birleşik Devletleri ve Sovyetler Birliği'nin ardından bunu bağımsız yapan üçüncü ülke oldu. 2021'de Çin, tarihte Amerika Birleşik Devletleri'nden sonra bağımsız olarak Mars'a gezici (Zhurong) indiren ikinci ülke oldu. Çin kendi modüler uzay istasyonunu, Tiangong'u Alçak Dünya yörüngesi'nde 3 Kasım 2022'de tamamladı. 29 Kasım 2022'de Çin, Tiangong'da yörüngedeki ilk mürettebat devir teslimini yaptı.
Çin halihazırda Dünya'daki tüm ülkelerin arasında en fazla cep telefonu kullanıcısını barındırmaktadır; Şubat 2012 itibarıyla Çin'de 1 milyardan fazla cep telefonu kullanıcısı vardır. Dünya'daki en yüksek İnternet ve geniş bant kullanıcı sayılarına da sahiptir; 2016 itibarıyla Çin'de 688 milyon İnternet kullanıcısı, yani ülke nüfusunun yarısı, vardır. Ulusal ortalama geniş bant bağlantısı hızı 9,46 Mbit/saniye, yani İnternet hızı açısından Çin, Dünya'da 91. sıradadır. Temmuz 2013 itibarıyla Çin, Dünya'daki İnternet bağlantılı araçlarının %24'ünü barındırmaktadır. 2011'den beri Çin, en fazla kurulu telekomünikasyon bant genişliğine sahip ülkedir. Çin, kurulu telekomünikasyon bant genişliği açısından tarihsel lider olan ABD'ye kıyasla iki kat fazla ulusal bant genişliği potansiyeline ev sahipliği yapıyor (küresel toplam açısından Çin: 29%, ABD: %13).
Dünya'nın en büyük iki genişbant sağlayıcıları olan China Telecom ve China Unicom, Dünya'daki tüm geniş bant aboneliklerinin %20'sini oluşturur. China Telecom tek başına 50 milyondan fazla geniş bant abonecisine hizmet etmektedir, China Unicom ise 40 milyondan fazla. Başta Huawei ve ZTE olmak üzere birçok Çin telekomünikasyon şirketi, Çin askeriyesi adına casusluk etmekle suçlanmıştır.
Çin, "Beidou" adı altında kendi küresel uydu seyrüsefer sistemini geliştirmektedir; bu sistem, 2012'de Asya çapında ticari seyrüsefer hizmetleri sunmaya başladı, 2020'ye kadar küresel kapsamı olma planları mevcuttur.
1990'larından sonlarından beri Çin'in ulusal yol ağı, ulusal karayolları ve otoyollarından oluşan bir ağın kuruluşuyla büyük oranda genişletilmiştir. 2011'de Çin'deki karayollar, toplam 85.000 km bir uzunluktaydı, böylece Dünya'nın en uzun karayolu sistemi oldu. 1991'de ülkeyi kuzeyine ve güneyine bölen Yangtze Nehri'nin ana bandının üstünden geçen sadece altı tane köprü mevcuttu, fakat Ekim 2014'te bu tür köprü ve tünellerin sayısı 81'e çıkmıştı.
Çin, hem otomobil satışı hem de üretimi açısından Amerika Birleşik Devletleri'ni aşmış olup Dünya'nın en büyük otomobil pazarını oluşturur. 2009'daki otomobil satışları 13,6 milyonu aştı; bu sayının 2020'de 40 milyona kadar ulaşması beklenmektedir. Trafik kazalarında büyük bir artış, Çin'deki yol ağının hızlı büyümesinin bir yan etkisidir; trafik kanunlarının yetersizce uygulanması, bunun olası bir sebebi olarak ileri sürülmüştür - 2011'de aşağı yukarı 62.000 Çinli trafik kazalarında öldü. Otomobillerin artan yaygınlığına rağmen bisikletler kentsel alanlarda yine yaygın bir ulaşım modudur; 2012 itibarıyla Çin'de yaklaşık 470 milyon bisiklet vardır.
Çin'deki demir yolları, devlete aittir. Dünya'daki demiryolu raylarının sadece %6'sını oluşturmasına rağmen, bu rayların üzerinden Dünya'daki demiryolu trafik hacminin dörtte biri geçmektedir, böylece Dünya'nın en işlek demiryolu sistemlerinden biridir. 2013 itibarıyla Çin'deki demiryolları toplam 103.144 km uzunluktaydı, yani Dünya'nın en uzun üçüncü demiryoludur. Demiryolu ağı, Makao haricinde Çin Halk Cumhuriyeti yönetimi altındaki tüm eyaletler ve bölgelerin içinden geçer. Özellikle Dünya'nın en büyük yıllık insan göçünün yer aldığı Çin Yeni Yılı tatili boyunca demiryolu sistemi ekstrem oranda talebin oluşturduğu insan yoğunluğuna uğramaktadır. 2013'te Çin demiryolları 2,106 milyar yolcu seferi tamamlayarak 1.059,56 yolcu kilometresi üretti, 3,967 milyar ton kargo yükü de taşıyarak 2.917,4 milyar kargo ton kilometresi üretti.
2000'lerin başlarında Çin'deki yüksek hızlı demiryolu hatlarının inşaatına başlandı ve günümüzde Çin'de 19.000 kilometreden daha fazla uzunlukta yüksek hızlı demiryolu hattı bulunmaktadır, yani diğer ülkelerdeki yüksek hızlı demiryolu rayların toplam uzunlukları bile Çin'deki yüksek hızlı demiryolu raylarının uzunluğundan azdır. böylece Dünya'daki en uzun yüksek hızlı demiryolu ağına sahiptir. Ayrıca senede 1,1 milyar yolculuğunun seferlerini tamamlayarak aynı zamanda Dünya'nın en işlek yüksek hızlı demiryolu sistemidir. Dünya'daki en uzun yüksek hızlı demiryolu hattı olan Pekin-Guanco-Shenzhen yüksek hızlı demiryolu ve Dünya'nın en uzun köprülerinden üçünün üstünden geçen Pekin - Şanghay yüksek hızlı demiryolu, yüksek hızlı demiryolu ağının kapsamına girmektedir. Yüksek hızlı demiryolu ağı uzunluğunun 2020'ye kadar yaklaşık 16.000 km'ye ulaşması beklenmektedir. Saatte 431 km hızına ulaşan Şanghay Maglev Treni, Dünya'nın en hızlı ticari tren servisidir.
2000'den beri Çin'in şehirlerinde zamanla giderek daha fazla metro ağı kurulmaktadır. Ocak 2016 itibarıyla Çin'in 26 şehrinde faal durumda olan metro sistemleri mevcuttur, 39 diğer şehirdeyse metro sistemlerinin kurulması yönünde planlar kabul edilmiştir; bunların birçoğunun 2020'de hizmete hazır olması planlanmaktadır.Şanghay Metrosu, Pekin Metrosu, Guangzhou Metrosu, Hong Kong MTR'ı ve Shenzhen Metrosu; hepsi Dünya'nın en uzun ve en işlek metro sistemlerinin arasındadır.
2010 ulusal nüfus sayımı, Çin Halk Cumhuriyeti nüfusunu yaklaşık 1.370.536.875 kişi olarak kaydetti. Nüfusun yaklaşık %16,60'ı 14 yaşında veya daha küçüktü, %70,14'ü 15-59 yaşlarındaydı, %13,26'sıysa 60 yaşında veya daha yaşlıydı. 2013 nüfus büyüme oranı %0,46 olarak tahmin edildi.
Batı standartlarına göre orta gelirli bir ülke olmasına rağmen, Çin'in hızlı büyümesi, 1978'den beri yüz milyonlarca insanı yoksulluktan kurtarmıştır. Günümüzde Çin nüfusunun yaklaşık %10'u, günde 1 ABD$'lık yoksulluk sınırının altında yaşamaktadır; bu, aynı yoksulluk sınırının altında yaşayanların nüfusun %64'ünü oluşturduğu 1978'den büyük bir azalmadır. 2014'te Çin'deki kentsel işsizlik oranı yaklaşık %4,1 idi.
1,4 milyar kişilik nüfusuyla ve doğal kaynakların azalmasıyla Çin hükûmetinin nüfus büyüme oranı konusunda büyük kaygıları mevcut; bu nedenle 1979'dan beri karışık sonuçlarla "tek çocuk politikası" olarak bilinen sıkı bir aile planlama politikasını uygulamıştır. 2013 öncesinde bu politika, etnik azınlıklar ve kırsal alanlarda yaşayanlar haricinde tüm aileleri sadece bir çocuk doğurmayı kısıtlamaya çabaladı. Aralık 2013'te ebeveyn üyelerinin bir tanesi kendi ailesinin tek çocuğu olarak büyüdüğü durumda ailelerin iki çocuğa sahip olmasını izin verilmesiyle bu politika büyük oranda gevşetildi. Tek çocuk politikası 2016'da iki çocuk politikası, 2021'de ise üç çocuk politikası olarak değiştirildi. 2010 nüfus sayımı verileri, toplam doğurganlık oranının 1,4 değerinde olduğunu göstermektedir.
Geleneksel olarak erkek çocuklarının tercih edilmesiyle beraber bu politikanın doğumda cinsiyet oranındaki dengesizliğe katkıda bulunduğu ileri sürülmüştür. 2010 nüfus sayımına göre doğumda cinsiyet oranı, her 100 kız çocuk başına 118,06 erkek çocuk idi. Bu, Dünya genelindeki her 100 kız çocuk başına 105 erkek çocuk oranından çok daha yüksektir. 2010 nüfus sayımına göre erkekler, toplam nüfusunun %51,27'sini oluşturmaktadır. Ancak günümüz Çin'in cinsiyet oranı 1953'te nüfusun %51,82'sinin erkeklerden oluştuğu dönemden daha dengelidir.
Çin, resmî olarak 56 farklı etnik grubu tanımaktadır; bunların en büyüğü, toplam nüfusunun %91,51'ini teşkil eden Han Çinlileridir. Dünya'nın en büyük tek etnik grubunu oluşturan Han Çinlileri;Şincan ve Tibet özerk bölgeleri haricinde Çin'in tüm idari bölümlerindeki en yüksek nüfuslu etnik grubunu teşkil ederler. 2010 nüfus sayımına göre Çin nüfusunun %8,49'u etnik azınlıklardan oluşur. 2000 nüfus sayımıyla karşılaştırıldığında Han nüfusu 66.537.177 kişi veya %5,74 oranında, tüm 55 etnik azınlığın toplam nüfusuysa 7.362.627 kişi veya %6,92 oranında arttı. 2010 nüfus sayımı, Çin'de yaşayan yabancı vatandaşların sayısını 593.832 olarak kaydetti. En büyük yabancı vatandaş grupları Güney Kore (120.750), Amerika Birleşik Devletleri (71.493) ve Japonya (66.159) vatandaşları idi.
Mandarin'in Pekin lehçesine dayanan Standart Çince, Çin'in resmî ulusal dilidir ve birbirinden farklı anadili konuşan halklar arasındaki iletişimde bir lingua franca olarak işlev gösterir.
Çin, son on yıllarda büyük oranda kentleşmiştir. Kentsel alanlarda yaşayan nüfusun oranı, 1980'de %20'den 2014'te %50'den fazlaya çıktı. Çin'in kentsel nüfusunun 2030'da bir milyara, yani Dünya nüfusunun sekizde birine, çıkması beklenmektedir. 2012 itibarıyla başta iş bulmak için köyden kente göç edenler olmak üzere Çin'de 262 milyondan fazla göçmen işçi mevcuttur.
Çin'de nüfusu bir milyon kişiden fazla olan 160 kent vardır; bunların arasında yedi tane megakent (nüfusu 10 milyondan fazla olan kentler) yer almaktadır: Çongçing, Şanghay, Pekin, Guangzhou, Tientsin, Shenzhen ve Vuhan. 2025'te Çin'de nüfusu bir milyon kişiden fazla olan 221 kentin var olacağı tahmin edilmektedir. Aşağıdaki tablodaki veriler 2010 nüfus sayımındandır ve sadece kentin idari sınırları içerisindeki kentsel nüfusun tahminlerini teşkil ederler; banliyö ve köy nüfuslarının dahil olduğu toplam belediye nüfuslarının sayıldığı durumda farklı bir sıralama mevcuttur. Göçmen işçilerin sabit olarak kentsel alanlarda kalmaması, özellikle bu alanlarda nüfus sayımlarının yürütülmesinde zorluklar oluşturur; aşağıdaki veriler sadece uzun süreli olarak bu yerleşimlerde ikamet edenleri içerir.
1986'dan beri Çin'deki zorunlu eğitim, toplam dokuz sene süren ilkokul (Çince: 小学; pinyin: xiǎoxué) ve ortaokul (Çince: 初中; pinyin: chūzhōng) eğitiminden ibaret. 2010'da öğrencilerin %82,5'i, üç senelik lise (Çince: 高中; pinyin: gāozhōng) eğitimine devam etti. Çin'in "Gaokao" (Çince: 高考; pinyin: gāokǎo) olarak bilinen ulusal üniversite giriş sınavı, çoğu yükseköğretim kuruluşuna girmenin ön koşuludur. 2010 itibarıyla lise mezunlarının %27'si yükseköğretim kuruluşu öğrencisi olarak kayıtlıdır. Hem orta hem de yüksek öğretim seviyelerinde mesleki eğitim mevcuttur.
Şubat 2006'da Çin hükûmeti, ders kitapları ve öğretim ücretleri dahil olmak üzere tamamen ücretsiz dokuz senelik eğitim sağlamayı taahhüt etti. Yıllık eğitim yatırımı, 2003'te 50 milyar ABD$'ndan 2011'de 250 milyardan fazla ABD$'na çıktı. Ancak eğitim harcamaları konusunda yine eşitsizlikler mevcuttur. 2010'da Pekin'de her ortaokul veya lise öğrencisi başına yıllık eğitim harcaması toplam ¥20.023 değerindeydi; Çin'in en fakir eyaletlerinden biri olan Guizhou eyaletindeyse sadece ¥3.204. Çin'deki ücretsiz zorunlu eğitim, 6-15 yaşlarında ilkokul ve ortaokul eğitiminden oluşur. 2011'de Çinlilerin %81,4'ü orta öğretimi görmüştür. 2007 itibarıyla Çin'de 396.567 ilkokul, 94.116 orta öğretim kuruluşu ve 2.236 yükseköğretim kuruluşu vardır.
2010 itibarıyla 15 yaşı üzerindeki nüfusun %94'ü okuryazar. 1949'da nüfusun sadece %20'si okumayı biliyordu; otuz sene sonra bu %65,5'e çıktı. 2009'da; Dünya çapında 15 yaşındaki okul öğrencilerinin akademik performansını değerlendiren Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) kapsamında düzenlenen testlerde Şanghaylı öğrenciler matematik, fen ve okur yazarlık dallarında Dünya'nın en iyi sonuçlarını kazandı. Bu yüksek sonuçlara rağmen Çin eğitim sistemi, alışılmış ezbere odaklanması ve kırsal ve kentsel alanların arasındaki kalite farkı nedeniyle hem yerel hem de yabancı gözlemciler tarafından eleştirilmiştir.
Ulusal Sağlık ve Aile Planlaması Komisyonu, yerel komisyonlardaki muadilleriyle birlikte Çin nüfusunun sağlık ihtiyaçlarını denetler. 1950'lerin başından beri Çin sağlık politikası, halk sağlığı ve koruyucu tıp üzerindeki vurgusuyla şekillendirilmiştir. O dönemde Çin Komünist Partisi, sanitasyonu ve hijyeni iyileştirmenin yanı sıra birçok hastalığın tedavi edilmesini ve önlenmesini amaçlayan "Vatansever Sağlık Kampanyası"nı başlattı. Çin'de kolera, tifo ve kızıl gibi hastalıklar eskiden yaygındı, ancak bu kampanya kapsamında neredeyse ortadan kaldırıldılar. Deng Şiaoping'in 1978'de ekonomik reformlar uygulamaya başlamasıyla Çin kamuoyunun sağlığı daha iyi beslenme nedeniyle hızlı şekilde iyileşti, ancak Halk Komünleri'nin kaldırılmasıyla kırsal bölgelerdeki ücretsiz kamu sağlık hizmetlerinin birçoğu da kaldırıldı. Çin'deki sağlık sistemi büyük oranda özelleştirildi ve sağlık hizmetlerinin kalitesi arttı. 2009'da hükûmet, 124 milyar ABD$ değerinde üç senelik büyük ölçekli sağlık hizmeti temini girişimi başlattı. Bu kampanyanın sonucu olarak, 2011'de Çin nüfusunun %95'i, temel sağlık sigortasının kapsamındaydı. 2011'de Çin'in dünyanın en büyük üçüncü ilaç tedarikçisi olduğu tahmin edilmektedir, ancak Çin nüfusu, sahte ilaçların geliştirilmesinden ve dağıtımından zarar da görmüştür.
2012 itibarıyla Çin'deki ortalama beklenen yaşam süresi 75 yıldır,bebek ölüm oranıysa her bin bebek başına 12 ölüm. Bunların ikisi de 1950'lerden beri büyük oranda iyileşmiştir.Malnütrisyondan oluşan bodur büyüme, 1990'da %33,1'den 2010'da %9,9'a azaldı. Sağlıkta büyük ilerlemelere ve gelişmiş tıbbi tesislerinin kurulmasına rağmen, Çin'de yine birçok artan halk sağlığı sorunu mevcuttur, ör. yaygın hava kirliliğinden oluşan solunum yolu hastalıkları, yüzmilyonlarca insanın sigara içmesi, ve kentlerde yaşayan genç insanlardaki obezite artışı. Çin'in büyük nüfusu ve yoğun nüfuslu şehirleri, son senelerde ciddi hastalık salgınlarına yol vermiştir, ör. 2003 SARS salgını, ancak o dönemden beri bu çoğunlukla kontrol altına alınmıştır. 2010'da hava kirliliği 1,2 milyon insanın erken ölümüne sebep oldu. 17 Kasım 2019 tarihinde Çin'in Wuhan kentindeki bir balık pazarında ortaya çıkan COVID-19 virüsü 2022 itibarıyla Dünya'daki neredeyse bütün ülkelere yayıldı ve Dünya çapında yaklaşık 590 milyon insana bulaştı ve yaklaşık 6.5 milyon insanın da ölümüne sebep oldu.
Çin Anayasası, din özgürlüğünü garanti etmektedir, ancak resmî olarak onaylanmamış dini kuruluşlar devlet baskılarına tabi olabilir. Çin Halk Cumhuriyeti hükûmeti resmî olarak ateisttir. Devlet Din İşleri İdaresi, ülke içerisindeki dini işler ve meseleleri denetlemek için sorumludur.
Çin medeniyeti, binlerce yıldır çeşitli dini hareketlerden etkilenmiştir. Konfüçyüsçülük, Taoizm ve Budizm (Çin Budizmi)'den oluşan "üç öğreti", tarihi olarak Çin kültürünün şekillendirilesinde önemli bir rol oynamıştır. Üç öğretiden unsurlar içeren Çin halk dininin merkezinde shen (神)e sadaka sözünün verilmesi yer almaktadır; bu karakter, "üretim enerjileri"ni simgeleştirir; bunlar doğal çevreden ilahlar, insan gruplarının atalarının ilkeleri, nezaket kavramları veya kültür kahramanları olabilir, ve bunların birçoğu Çin mitolojisi ve tarihinde rol oynamıştır.Mazu (denizlerin tanrıçası),Huangdi (Çin ırkının iki kutsal patriğin birisi),Guandi (savaş ve ticaret tanrısı), Caishen (refah ve zenginlik tanrısı) ve Pangu, en popüler halk kültlerinin arasındadır. Çin, Dünya'nın en yüksek dini heykellerin birçoğuna ev sahipliği yapmaktadır; bunların en yükseği Henan'daki Buda İlkbahar Tapınağı'dır.
"Din" kavramının farklı tanımları ve Çin dini geleneklerinin örgütsüz doğası nedeniyle Çin'de dini eğilimlere ilişkin net veriler toplamak zordur. Uzmanlara göre, Çin'de üç öğreti dinleri, Budizm, Taoizm ve yerel halk din uygulamaları arasında net sınırlar yoktur. Gallup International'ın yürüttüğü bir anket kapsamında Çinlilerin %61'i kendilerini "ikna olmuş ateist" olarak tanımladı. 2014'te yürütülen bir çalışmada katılımcıların %74'ü ya dinsiz ya da Çin halk inançlarını izler, %16'sı Budist, %2'si Hristiyan ve %1'i Müslüman. Han halkının yerel dini uygulamalarına ek olarak, Çin'deki etnik azınlıklar da kendilerine özgü geleneksel halk dinlerini izlerler. Çeşitli yerli kökenli mezhepler, nüfusun %2'si-3'ünü kapsar; Konfüçyüsçülük, dini kimlik olarak entelektüellerin arasında yaygındır. Belirli etnik gruplarla bağdaşlaştırılmış büyük dinlerin arasında Tibet Budizmi'nin yanı sıra Huiler, Uygurlar, Kazaklar ve Kırgızların mensup olduğu İslam dini yer almaktadır.
Antik zamanlardan beri Çin kültürü, büyük ölçüde Konfüçyüsçülüğün ve muhafazakâr felsefelerin etkisi altında olmuştur. Ülkedeki hanedanlık döneminin büyük kısmı boyunca, kökenleri Han Hanedanı'na dayanan prestijli imparatorluk sınavlarında yüksek performans göstermekle toplumsal ilerleme olanakları sunuldu. Sınavların edebi vurgusu, Çin'de kültürel zariflik hakkındaki genel algıları etkiledi, ör. kaligrafi, şiir ve resim boyama gibi sanat formlarının dans veya dramdan daha yüksek olduğu inancıyla. Çin kültüründe uzun zamandır derin bir tarih anlayışı ve büyük ölçüde içe dönük bir ulusal perspektif vurgulanmaktadır. Sınavlar ve liyakat kültürü, günümüz Çin'de yine büyük önem taşımaktadır.
Çin Halk Cumhuriyeti'nin ilk liderlerinin geleneksel imparatorluk düzeninde doğmalarına rağmen, 4 Mayıs Hareketi ve reformist ideallerin etkisi altında idiler. Kırsal arazi mülkiyeti, cinsiyetçilik ve Konfüçyüsçü eğitim sistemi gibi Çin kültürünün bazı geleneksel yönlerini değiştirmeyi çalışmakla beraber, aile yapısı ve devlete itaat kültürü gibi diğer yönlerini muhafaza ettiler. Bazı gözlemciler, ÇHC'nin 1949'daki kuruluşundan sonraki dönemi geleneksel Çin hanedanlık tarihinin devamı olarak algılamaktadır; ancak diğerleriyse, özellikle 1960'lardaki Kültür Devrimi siyasi hareketi kapsamında geleneksel kültürünün birçok unsurunun "gerici ve zararlı" veya "feodalizmin kalıntıları" olarak ilan edilip yıkılmasıyla, Komünist Parti iktidarının Çin kültürünün temellerine zarar verdiğini ileri sürmektedir. Başta Konfüçyüsçülük, sanat, edebiyat ve performans sanatları (ör. Pekin operası) olmak üzere, geleneksel Çin kültürü ve ahlakının birçok unsuru, dönemdeki hükûmet politikalarına ve propagandasına uymak için değiştirildi. Yabancı medyalara erişim hâlen sıkı ölçüde kısıtlanmaktadır.
Günümüz Çin hükûmeti, geleneksel Çin kültürünün birçok unsurunun Çin toplumunun ayrılmaz parçası olarak kabul etmiş durumdadır. Çin milliyetçiliğinin artışıyla ve Kültür Devrimi'nin sona ermesiyle geleneksel Çin sanatı, edebiyatı, müziği, filmi, modası ve mimarisinde büyük bir rönesans yer almaktadır; özellikle halk ve varyete sanatları, hem yurt içinden hem de yurt dışından büyük ilgi çekmiştir. 2010'da 55,7 milyon yurt dışı seyahatçinin Çin'e gelmesiyle Çin, günümüzde Dünya'nın en çok ziyaret edilen üçüncü ülkesidir. Ülkenin yerli turizm hacmi de oldukça büyüktür: sırf 2010 Ekim ayı içerisinde 740 milyon Çinlinin yurt içinde seyahat ettiği tahmin edilmektedir.
Turizm
Çin, 2010 yılında 55.7 milyon uluslararası ziyaretçi aldı ve 2012'de dünyanın en çok ziyaret edilen üçüncü ülkesi oldu.
Çin’in muazzam bir iç turizm hacmi vardır. Ekim 2012'de yaklaşık 740 milyon Çinli tatilci Çin’de seyahat etti.
Çin mutfağı, binlerce senelik tarihi ve muazzam coğrafi kapsamıyla büyük oranda çeşitlilik gösteren bir mutfaktır. Çin mutfağındaki en nüfuzlu yöreler "Sekiz Büyük Mutfak" olarak bilinir; bunlar Siçuan, Kanton, Jiangsu, Şantung, Fujian, Hunan, Anhui ve Zhejiang mutfaklarıdır. Bunlardan her biri, gerektirdiği şekil verme, ısıtma ve renk ve lezzet verme becerilerinden dolayı bu kategoriye seçilmiştir. Çin mutfağı, pişirme yöntemlerinin ve kullanılan malzemelerinin genişliğiyle de bilinir. Ayrıca geleneksel Çin tıbbı kapsamında vurgulanan gıda terapisiyle de bilinir. Genel olarak Çin'in temel gıdaları, güneyde pirinç, kuzeydeyse buğday esaslı ekmekler ve eriştelerdir. Modernite öncesinde halkın geneli büyük oranda tahıl ve basit sebzelerle beslenirdi; etse özel günlere ayrılırdı. Tofu ve soya sütü gibi fasulye esaslı ürünler günümüzde yine popüler protein kaynaklarıdır. Ülkedeki toplam et tüketiminin dörtte üçünü oluşturmasıyla domuz eti, Çin'de en fazla tüketilen hayvan etidir. Bununla birlikte, bir Budist mutfağı ve bir İslam mutfağı da mevcuttur. Güneyin denize yakınlığından ve daha ılıman ikliminden dolayı güney mutfaklarında birçok farklı deniz mahsulü ve sebze kullanılır; daha çok buğday esaslı yemeklerle beslenen kurak kuzeydeki mutfaklardan birçok açıdan farklıdır. Çin diasporasına ait topluluklara ev sahipliği yapan uluslarda Hong Kong mutfağı veya Amerikalı Çinli mutfağı gibi Çin mutfağının soyundan gelen birçok farklı mutfak ortaya çıkmıştır.
Çin, dünyanın en eski spor kültürlerinden birine sahiptir. Batı Zhou Hanedanı döneminde okçuluk (shèjiàn)'un uygulandığına dair kanıtlar mevcuttur. Kılıç oyunlarının ve futbolla gevşekçe ilgisi olancuju sporunun uygulanması, Çin'in ilk hanedanlıklarına kadar tarihlendirilir.
Çin kültüründe fiziksel uygunluk çokça vurgulanmaktadır; çigong ve taiciçüen gibi sabah egzersizleri yaygın olarak uygulanır, üstelik ülke çapında ticari fitness salonlarının ve spor kulüplerinin popülerliği gittikçe artmaktadır. Basketbol halihazırda Çin'deki en popüler seyirci sporudur.Çin Basketbol Birliğiyle Amerikan NBA, Çin halkının büyük kısmı tarafından takip edilir ve Yao Ming ve Yi Jianlian gibi Çinli basketbolculara büyük saygı gösterilir. 1994'te kurulan "Çin Süper Ligi," Çin'de profesyonel futbol dalının en yüksek seviyesidir ve Asya'nın en büyük futbol pazarıdır.Dövüş sanatları, masa tenisi, badminton, yüzme ve snooker da ülkedeki diğer popüler sporların arasındadır. Go (Çincede wéiqí olarak bilinir), xiangqi, mahjong ve son zamanlarda satranç gibi masa oyunları da profesyonel düzeyde oynanır. Buna ek olarak, 2012'de Çin'de 470 milyon bisikletin bulunmasıyla ülke yüksek sayıda bisiklet kullanıcısına ev sahipliği yapmaktadır.Dragon tekne yarışı, Moğol güreşi ve at yarışı gibi birçok diğer geleneksel sporun popülerliği de vardır.
Geleneksel Çin tıbbının kökenleri 2.500 yıl öncesine kadar dayanır. Tıp uygulamasında iç uyum oluşturulması yönünde yin ile yangın dengelemesine odaklanır. Farklı Çin tıbbı çeşitleri mevcuttur ve kullanılan yöntemler, yerel kültür ve inançlar tarafından etkilenebilir.
Çin hükûmeti de geleneksel Çin tıbbının önemini ve bunun mirasının korunması gerektiğini tanımaktadır. Dingkun Dan, GuilingJi, and Angong Niuhuang Wan; hepsi Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Konseyi tarafından Çin'in resmî "Somut Olmayan Kültürel Mirasları" olarak ilan edildi. Hem GuangYuYuan hem de Tong Ren Tang, Çin Halk Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı tarafından eski ve ünlü Çin markalarının arasında olduğu "Zhonghua Laozihao" sertifikalı markalar olarak tanındılar.
^Çin'in ABD'ye göre büyüklüğü, Çin ile ABD'nin toplam alanlarını saymak için kullanılan ölçümlere bağlıdır. Ayrıntılı bilgi için Yüzölçümlerine göre ülkeler listesine bakınız.
^Bunun guó kelimesinin günümüzdeki anlamını oluşturmasına rağmen, telaffuzu aslında /*qʷˤək/ sesine benzer bir şey olduğu Eski Çincedeki anlamı, Çinlilerin duvarlı şehrini ve Çinlilerin buradan yönetebildiği alanları simgelerdi.
^Terimin kullanımı, 6. yüzyıl Tarih Klasiği yapıtına kadar dayanır. Eserdeki metin şöyle: "Huangtian, merkez devletin topraklarını ve halklarını atalara bağışladı." (Çince: 皇天既付中國民越厥疆土于先王).
^Diğer dillerde "Orta Krallık" ile eş anlamlı olan ve Çin'i tanımlamak için kullanılan örnekler: "Middle Kingdom" (İngilizce), "Royaume du milieu" (Fransızca), "Reich der Mitte" (Almanca), "Reino del Medio" (İspanyolca).
^Encyclopædia Britannica'ya göre, Amerika Birleşik Devletleri'nin 9.522.055 km2'lik toplam alanı, Çin'inkinden biraz daha küçüktür. CIA World Factbook'a göreyse 1996'da Büyük Göller'deki kıyı sularının ABD'nin toplam alanına eklenmesine kadar Çin'in toplam alanı ABD'ninkinden daha büyüktü. 1989-1996 arasında ABD'nin toplam alanı (toprak alanı artı iç su alanı) 9.372.610 km2 olarak gösterildi. Büyük Göller alanlarının ve kıyı sularının eklenmesiyle listelenen toplam alan 1997'de 9.629.091 km2, 2004'tea 9.631.418 km2, 2006'da 9.631.420 km2, ve son olarak 2007'de karasuların eklenmesiyle 9.826.630 km2 olarak değiştirildi.
^Çin'in Pakistan ile paylaştığı sınır ve Hindistan ile paylaştığı sınırın bir kısmı, tartışmalı Keşmir bölgesinde bulunmaktadır. Pakistan yönetimi altındaki alan Hindistan tarafından talep edilmekte, Hindistan yönetimi altındaki alan ise Pakistan tarafından talep edilmektedir.
^Ülke genelindeki doğuşta beklenen yaşam süresi, 1949-2008 arasında 31 seneden 75 seneye çıktı; bebek ölüm hızıysa 1950'li yıllarla 2001 arasında bin çocuk başına 300 ölümden yaklaşık 33'e düştü.
^"Çin". Sevan Nişanyan Etimolojik Sözlük. 11 Ekim 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Ekim 2017.
^"China 21 Eylül 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.". The American Heritage Dictionary of the English Language (2000). Boston ve New York: Houghton-Mifflin.
^Kautilya'nın yazdığı Arthashastra'nın İkinci Kitabı'nda bulundu. Kitap 2, Thomas R. Trautmann'ın yazdığı Kautilya and the Arthasāstra (1971) kitabında MS 150'ye tarihlendirildi. Bakınız: Denis Crispin Twitchett, Michael Loewe, John King Fairbank, The Ch'in and Han Empires 221 B.C.-A.D. 220, not 2, ss. 20–21.
^Pelliot, Paul (1912). "L'origine du nom de "Chine"". T'oung Pao, Second Series. 13 (5). ss. 727-742. 20 Eylül 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Ekim 2017.
^Bilik, Naran (2015), "Reconstructing China beyond Homogeneity", Jun-Hyeok Kwak; Koichiro Matsuda (Ed.), Patriotism in East Asia, Political Theories in East Asian Context, Abingdon: Routledge, s. 105
^abcdWilkinson, Endymion (2000), Chinese History: A Manual, Harvard-Yenching Institute Monograph No. 52, Cambridge: Harvard University Asia Center, s. 132, 11 Haziran 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi, erişim tarihi: 11 Ekim 2017
^Tang, Xiaoyang (2010). Guo, Sujian; Guo, Baogang (Ed.). Greater China in an Era of Globalization. Lanham, MD: Rowman & Littlefield Publishers. ss. 52-53. ISBN978-0-7391-3534-1.
^Qiu Xigui (2000). Chinese Writing. "文字學概論" kitabının Gilbert L. Mattos ile Jerry Norman tarafından yapılan İngilizce çevirisi. Early China Special Monograph Series No. 4. Berkeley: The Society for the Study of Early China and the Institute of East Asian Studies, University of California, Berkeley. 978-1-55729-071-7.
^Tanner, Harold M. (2009). China: A History (İngilizce). Hackett Publishing. ss. 35-36. ISBN0872209156. 14 Şubat 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Ekim 2017.
^William G. Boltz, Early Chinese Writing, World Archaeology, Vol. 17, No. 3, Early Writing SysteMS (Şubat 1986), ss. 420–436 (436).
^David N. Keightley, "Art, Ancestors, and the Origins of Writing in China", Representations, No. 56, Special Issue: The New Erudition. (Sonbahar 1996), ss. 68–95 (68).
^Hollister, Pam (1996). "Zhengzhou". Schellinger, Paul E.; Salkin, Robert M. (Ed.). International Dictionary of Historic Places: Asia and Oceania. Fitzroy Dearborn Publishers. s. 904. ISBN9781884964046.
^Sima Qian, Burton Watson'ın tamamladığı İngilizce çeviri. Records of the Grand Historian: Han Dynasty I, s. 11-12. 0-231-08165-0.
^abBodde, Derk. (1986). "The State and Empire of Ch'in", The Cambridge History of China: Volume I: the Ch'in and Han Empires, 221 B.C. – A.D. 220. Düzenleyen: Denis Twitchett ve Michael Loewe. Cambridge: Cambridge University Press. 0-521-24327-0.
^Whiting, Marvin C. (2002). Imperial Chinese Military History. iUniverse. s. 214
^Ki-Baik Lee (1984). A new history of Korea. Harvard University Press. 978-0-674-61576-2. s.47.
^David Andrew Graff (2002). Medieval Chinese warfare, 300–900. Routledge. 0-415-23955-9. s.13.
^Adshead, S. A. M. (2004). T'ang China: The Rise of the East in World History. New York: Palgrave Macmillan. s. 54
^Nishijima, Sadao (1986), "The Economic and Social History of Former Han", Twitchett, Denis; Loewe, Michael (Ed.), Cambridge History of China: Volume I: the Ch'in and Han Empires, 221 B.C. – A.D. 220, Cambridge: Cambridge University Press, ss. 545-607, ISBN0-521-24327-0
^City University of HK Press (2007). China: Five Thousand Years of History and Civilization. 962-937-140-5. s.71
^Paludan, Ann (1998). Chronicle of the Chinese Emperors. Londra: Thames & Hudson. 0-500-05090-2. s. 136.
^Chaurasia, Radhey Shyam (2004), "Introduction", History of Modern China, Yeni Delhi: Atlantic, 1 Aralık 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi.
^"Red Capture of Hainan Island". The Tuscaloosa News. Google News Archive. 9 Mayıs 1950. 7 Şubat 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Temmuz 2013.
^"The Tibetans"(PDF). University of Southern California. 16 Ekim 2013 tarihinde kaynağından(PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Temmuz 2013.
^"Noam Chomsky on the so called rise of China - Interview on 6 April 2017". www.youtube.com.Eksik ya da boş |url= (yardım); |erişim-tarihi= kullanmak için |url= gerekiyor (yardım)
^Almond, Mark (1996). Revolution:500 Years of Struggle for Change (İngilizce). Londra: De Agostini Editions. ss. 149-150.
^Michael Y.M. Kao. "Taiwan's and Beijing's Campaigns for Unification" in Harvey Feldman and Michael Y. M. Kao (eds., 1988): Taiwan in a Time of Transition. New York: Paragon House. s.188.
^Ma, Xiaoying; Ortalano, Leonard (2000). Environmental Regulation in China. Rowman & Littlefield Publishers. s. 1. 3 Aralık 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Ekim 2017.
^"Xi's here to stay: China leader tipped to outstay term". Daily Mail. 9 Ağustos 2016. 10 Ekim 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Ekim 2017. "A lot of analysts now see it as a given" that Xi will seek to stay party general secretary, the country's most powerful post, said Christopher K. Johnson, a former CIA analyst and now China specialist at the Washington-based Center for Strategic and International Studies.
^"Xi Jinping's here to stay: China leader tipped to outstay term". The Straits Times. 9 Ağustos 2016. 10 Ekim 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Ekim 2017. "A lot of analysts now see it as a given" that Xi will seek to stay party general secretary, the country's most powerful post, said Christopher K. Johnson, a former CIA analyst and now China specialist at the Washington-based Center for Strategic and International Studies.
^"Chinese Civil War". Cultural-China.com. 12 Eylül 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Haziran 2013. To this day, since no armistice or peace treaty has ever been signed, there is controversy as to whether the Civil War has legally ended.
^King, Gary; Pan, Jennifer; Roberts, Margaret E. (Mayıs 2013). "How Censorship in China Allows Government Criticism but Silences Collective Expression"(PDF). American Political Science Review. Cilt 107. ss. 326-343. doi:10.1017/S0003055413000014. 26 Şubat 2015 tarihinde kaynağından(PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Mart 2015. Our central theoretical finding is that, contrary to much research and commentary, the purpose of the censorship program is not to suppress criticism of the state or the Communist Party.
^Washington Journal. (12 Ağustos 2015) "U.S. Military Approach toward China". Mark Perry, Politico yazarı, Steve Scanlan tarafından düzenlenen görüşme, sunucu. C-Span. Erişim tarihi: 12 Ağustos 2015. C-Span websitesi 13 Ağustos 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
^"Chancellor George Osborne cements London as renminbi hub". Financial Times. 10 Aralık 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Ekim 2017. The two countries agreed to allow direct renminbi-sterling trading in Shanghai and offshore, making the pound the fourth currency to trade directly against the renminbi, while Chinese banks will be permitted to set up branches in London.
^"Bank of Canada announces signing of reciprocal 3-year Canadian dollar/renminbi bilateral swap arrangement". Bank of Canada. 10 Ekim 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Kasım 2014. As part of the initiative announced today by the Government of Canada to promote increased trade and investment between Canada and China, as well as to support domestic financial stability should market conditions warrant, Governor Stephen S. Poloz and Governor Zhou Xiaochuan of the People's Bank of China have signed an agreement establishing a reciprocal 3-year, Canadian dollar (Can$)/renminbi (RMB) currency swap line.
^Struik, Dirk J. (1987). A Concise History of Mathematics. New York: Dover Publications. s.32–33. "In these matrices we find negative numbers, which appear here for the first time in history."
^DeGlopper, Donald D. (1987). "Soviet Influence in the 1950s". China: a country study. Library of Congress. 23 Mayıs 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Ekim 2017.
^"What is Tencent?". BBC News (İngilizce). 7 Ağustos 2020. 19 Aralık 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Aralık 2022.
^Languages of China 9 Aralık 2012 tarihinde Archive.is sitesinde arşivlendi – from Lewis, M. Paul (ed.), 2009. Ethnologue: Languages of the World, Sixteenth edition. Dallas, Tex.: SIL International.
^"新京报 - 好新闻,无止境". www.bjnews.com.cn. 30 Ocak 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Ağustos 2022.
^CDC (11 Şubat 2020). "COVID-19 and Your Health". Centers for Disease Control and Prevention (İngilizce). 20 Kasım 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Ağustos 2022.
^Çin Halk Cumhuriyeti Anayasası. Bölüm 2, Madde 36.
^"国家宗教事务局". sara.gov.cn. Erişim tarihi: 30 Ağustos 2015.
^abXinzhong Yao. Chinese Religion: A Contextual Approach. Bloomsbury Academic, 2011. ss. 9–11. 1847064760
^Tam Wai Lun, "Local Religion in Contemporary China", Xie, Zhibin (2006). Religious Diversity and Public Religion in China. Ashgate Publishing. ISBN9780754656487.s. 73 3 Aralık 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
^Stephen F. Teiser. What is Popular Religion? 19 Ocak 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. Part of: Living in the Chinese Cosmos, Asia for Educators, Columbia University. Extracts from: Stephen F. Teiser. The Spirits of Chinese Religion. In: Religions of China in Practice. Princeton University Press, 1996.
^abAndré Laliberté. Religion and the State in China: The Limits of Institutionalization. On: Journal of Current Chinese Affairs, 40, 2, 3–15. 2011. ISSN1868-4874 (çevrimiçi), ISSN1868-1026 (baskı). s. 7, alıntı: « while provincial leaders in Fujian nod to Taoism with their sponsorship of the Mazu Pilgrimage in Southern China, the leaders of Shanxi have gone further with their promotion of worship of the Yellow Emperor (黄帝, Huangdi).»
^Barry Sautman. Myths of Descent, Racial Nationalism and Ethnic Minorities in the People's Republic of China. In: Frank Dikötter. The Construction of Racial Identities in China and Japan: Historical and Contemporary Perspectives. Honolulu, University of Hawai'i Press, 1997, ss. 75–95. 9622094430. ss. 80–81
^"Tour Guidebook: Beijing" (İngilizce). China National Tourism Administration. 10 Ekim 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Temmuz 2013.
^cycles, This text provides general information Statista assumes no liability for the information given being complete or correct Due to varying update; Text, Statistics Can Display More up-to-Date Data Than Referenced in the. "Topic: Tourism industry in China". Statista (İngilizce). 18 Şubat 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Şubat 2023.
^"Sport in Ancient China". JUE LIU (刘珏) (The World of Chinese). 31 Ağustos 2013. 10 Ekim 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Haziran 2014.