Günümüz dünyasında Epik şiir geniş bir kesimin merakını ve ilgisini çeken bir konu. Epik şiir, günümüzdeki geçerliliği, toplum üzerindeki etkisi veya tarihsel önemi nedeniyle her yaştan ve her kökenden bireylerin hayal gücünü yakalamıştır. Popüler kültür üzerindeki etkisinden akademik ve bilimsel alanlarla olan ilgisine kadar Epik şiir sürekli çalışma ve ilgi konusu olmaya devam ediyor. Bu makalede, Epik şiir'in farklı boyutlarını inceleyerek onun sonuçlarını, zaman içindeki gelişimini ve mevcut bağlamdaki anlamını analiz edeceğiz. Ayrıca Epik şiir'e ilişkin farklı bakış açılarını inceleyerek, onun farklı çalışma ve uygulama alanlarındaki önemini ve alaka düzeyini vurgulayacağız.
Epik şiir; kahramanlık, yurt sevgisi gibi liriklik bildiren şiirdir. Epik şiirler oluşum tarihlerine göre "doğal epik" ve "yapay epik" olarak ikiye ayrılır. Aynı anlamda hamasi şiir, kahramanlık şiiri, destansı şiir adında da kullanılır.
Çok eski tarihlerde oluşmuştur ve her anlatandan bir şeyler eklenerek büyümüştür. Bir halkın hayatını etkileyip, derin izler bırakan tarihi olayları, kahramanlık yönü ile işleyen manzum hikâyelerdir.
Türk destanları, Yunanlar'ın İlyada Destanı, Finler'in Kalevala Destanı, Hinduların Mahabharata Destanı doğal epiğe birer örnektir.
Yakın çağdaki milletlerin hayatlarına ait tarih ya da toplum olaylarını anlatan şiirlerdir. Olay da yazan da bellidir ve yaratıldığı anda yazıya geçirilmiştir.
İtalyan Tasso'nun Kurtarılmış Kudüs'ü, Firdevsî'nin Şehnâmesi, John Milton'un Kayıp Cennet'i yapay epiğe birer örnektir. Yakın dönem Türk şairlerinden Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın Üç Şehitler Destanı ve benzeri eserler de yapay epik şiirlere örnek gösterilebilir.
Şiir ile ilgili bu madde taslak seviyesindedir. Madde içeriğini genişleterek Vikipedi'ye katkı sağlayabilirsiniz. |