El Hamra Sarayı uzun süredir ilgi ve tartışma konusu olmuştur. Topluma ve günlük hayata etkisi yadsınamaz ve önemi farklı alanlara da taşınmıştır. Bu makale, El Hamra Sarayı'i derinlemesine incelemeyi, kökenlerini, gelişimini ve gelecekteki olası sonuçlarını analiz etmeyi amaçlamaktadır. Bu sayfalarda, tarihsel öneminden çağdaş dünyadaki etkisine kadar El Hamra Sarayı ile ilgili farklı yönler ele alınacaktır. Ek olarak, El Hamra Sarayı'e ilişkin farklı bakış açıları analiz edilecek ve onun karmaşıklığı ve farklı alanlarda tartışmalara ve yansımalara yol açma potansiyeli gösterilecektir. Bu makale, okuyucuyu bu ilgili ve önemli konuyu daha derinlemesine araştırmaya davet ederek El Hamra Sarayı'in eksiksiz ve zenginleştirici bir vizyonunu sunmayı amaçlamaktadır.
Bu maddedeki üslubun, ansiklopedik bir yazıdan beklenen resmî ve ciddi üsluba uygun olmadığı düşünülmektedir. |
UNESCO Dünya Mirası | |
---|---|
Konum | İspanya |
Kriter | Kültürel: I, III, IV |
Referans | 314 |
Tescil | 1984 (8. oturum) |
Uzatma | 1994 |
Bölge | Avrupa |
El-Hamra Sarayı (İspanyolca: Alhambra; Arapça: الْحَمْرَاء: "Kırmızı" (eril formda "ahmer" olan sözcüğün dişil yapıdaki şeklidir), İspanya'nın Endülüs bölgesindeki Granada kentinde yer alan, İslami Arap mimarisinin Kalʿatü'l-Hamrâ mimari anlayışı ile yapılan saray ve kale olarak kullanılan tarihi binadır.
Saraya ait ilk yapılanma, MS 889'a tarihlenen Roma Dönemi surlarının üzerine küçük bir kale inşa edilerek başladı. 13. yüzyılın ortalarına kadar bir onarım yapılmayan kale, Gırnata Emiri Muhammed Nasır döneminde bugünkü görünümüne kavuştu. 1333'te Gırnata Sultanı I. Yusuf, kaleyi hükümdarlık sarayına dönüştürdü. 1492'de bölgede yeniden Hristiyan hakimiyetinin sağlanmasının ardından, saraya kısmen Rönesans mimarisinin etkilerinin görüldüğü çeşitli eklemeler yapıldı.
El-Hamra'nın yapımı devam ederken Endülüs'ün diğer önemli iki şehri Kurtuba ve Sevilla (1236 ve 1248'de) Hristiyan Kastilyalıların eline geçmiştir.
Paris'teki Institut du Monde Arabe (Arap Dünyası Enstitüsü) eski Başkanı Edgar Pisani sarayın, İslam Medeniyeti'nin insanlığı ulaştırabileceği en yüksek noktalardan biri olduğunu söyledikten sonra El-Hamra'yı şöyle anlatır:
Girift bir yapıya sahip olan El-Hamra Sarayı, birbiriyle bağlantılı odalar ve salonlar, bu mekânların arasında yer alan avlular, yeşil alanlar, fıskiyeli havuzlar, akar çeşmeler ve bahçelerden oluşmaktadır. Ama tüm bu mekânlar belli bir düzen içinde dizilmiştir. Bu düzen, Yahya Kemal Beyatlı'nın İspanya'da ki elçilik görevi sırasında (1929) kaleme aldığı satırlarda şöyle özetlenir:
Saray içindeki tüm oda ve salonları çepeçevre dolaşan bir sözcük, Orta Çağ'ın ünlü, Endülüs'teki 780 yıllık İslam hakimiyetinin de önemli sarayı sayılan El-Hamra'nın sırrını içerdiği söylenen Arapça bir cümledir. Bu sözcük, "Allah'tan başka galip yoktur" anlamını taşır. Bu bakımdan dünyanın hiçbir yerinde Allah adını bu kadar çok zikreden sütun, kemer, kubbe, tavan, kapı ve duvara sahip başka bir saray yoktur.[kaynak belirtilmeli]
Sarayın çok uzun yıllar kendi haline bırakıldığı, evsiz insanlara barınak haline geldiği bilinmektedir. Bu dönemde bakımsızlıktan dolayı bazı yerlerde duvar kabartma süsleri dökülmüş, hor kullanmadan dolayı kapı ve pencereler tahrip olmuştur. Sarayın mexuar (Divan Odası) denen idari bölümü avlusunun bir zamanlar koyun ağılı olarak kullanıldığı, yine bu bölümün arka kısmında kapel haline çevrilen ibadethaneye geçiş için bir duvarın yıkılarak kapı haline dönüştürüldüğü bilinmektedir. Sarayın harem kısmındaki bir oda ise 1829 yılında Washington Irving'in ikametine tahsis edilmiş ve Amerikalı yazar bu odada El-Hamra ile ilgili anılarını kaleme almıştır. Gırnata'nın 1492 yılında düşüşünden sonra V. Karl Sarayı'nın yapımı için El-Hamra'nın bir kısmının yıkıldığı bilinmektedir. Bu yıkılan bölümlerin neler olduğu, bu yıkımla sarayın neler kaybettiği ise hiçbir zaman öğrenilememiştir.
Tüm bu olumsuzluklara rağmen El-Hamra Sarayının ayakta kalmak için zamana karşı direndiği söylenebilir. 19. yüzyıl sonunda başlayan restorasyon çalışmaları 20. yüzyılda, yabancı ziyaretçilerin artışı sonucu hız kazanmış, sarayın yavaş yavaş eski ihtişamına kavuşmasına katkı sağlamıştır. İspanyol makamlarının restorasyonda süslemelerin aslına ve obje fonksiyonlarına mümkün olduğunca sadık kalmaya dikkat ettikleri de bilinmektedir.
Wikimedia Commons'ta Alhambra ile ilgili çoklu ortam belgeleri bulunur