Bu yazıda Arif Doğan konusunu araştırmak ve günümüz toplumundaki önemini araştırmak istiyoruz. Arif Doğan son yıllarda pek çok insanın dikkatini çeken bir kavramdır ve günlük yaşamın farklı alanlarına da yayılmaktadır. Arif Doğan'in zihinsel sağlık üzerindeki etkisinden işyerindeki etkisine kadar, günlük yaşamlarımızda ortaya çıkan zorluklar ve fırsatlarla yüzleşme şeklimizde önemli bir rol oynadığı kanıtlanmıştır. Bu makale aracılığıyla, Arif Doğan ve bunun toplumumuz üzerindeki etkisi hakkındaki farklı bakış açılarını analiz etmeye çalışacağız ve şu anda çok önemli olan bu konu üzerinde düşünmeye ve tartışmaya davet eden ayrıntılı bir analiz sunacağız.
Arif Doğan | |
---|---|
Doğum | 25 Ekim 1945 Kırıkhan, Hatay, Türkiye |
Ölüm | 17 Ekim 2014 (68 yaşında) İstanbul, Türkiye |
Bağlılığı | Türkiye |
Hizmet yılları | 1967-1998 |
Rütbesi | Albay |
Komutası | Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığı (kendi iddiası) Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele (iddia) |
Ailesi | |
Eşi | Fethiye Doğan |
Çocukları | 3 |
Arif Doğan (25 Ekim 1945 – 17 Ekim 2014) Türk asker. JİTEM'in kurucusu olduğu iddia edilmektedir.
Emekli Jandarma Albay Arif Doğan 1945 yılında Kırıkhan, Hatay'da doğdu. İlkokul ve ortaokulu Kırıkhan'da, liseyi Antakya'da bitirdi. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisiyken, okuldan ayrılıp Harp Okulu'na girdi. 1967 yılında asteğmen olarak mezun olan Doğan, 1968'de teğmen oldu. 1971 yılında Trabzon gizli istihbarat amirliğine tayin oldu, 1983 yılında Jandarma Genel Komutanlığı'nda görevliyken Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığı'nı kurdu ve 8 yıl başkanlık etti. Doğan, 18 Nisan 1999 genel seçimlerinde DYP'den milletvekili adayı oldu ancak kazanamadı. 3 çocuk babasıdır.
14 Temmuz 2008'de Ergenekon soruşturması kapsamında Ankara’da gözaltına alınarak İstanbul’a getirildi. Operasyon kapsamında Doğan’ın depo olarak kullandığı İstanbul Beykoz’daki bir evde yapılan aramalarda ise çok sayıda gizli olduğu ileri sürülen belgeler, 2 kalaşnikof marka tüfek, bin adet mermi ve bin boş kovan bulundu. 5 Ağustos 2013'te İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından karara bağlanan Ergenekon davasında 47 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı, ancak sağlık durumu ve yaşı dikkate alınarak adli kontrol uygulaması şartları kapsamında tahliye edildi.
17 Ekim 2014 tarihinde, İstanbul'da tedavi gördüğü GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi'nde ölmüştür. 32. Gün programında hayatını terörle mücadele için feda ettiğini söylemiştir. Daha sonra Ergenekon davasının hakimleri, Gülen Hareketi üyelerinin hazırladığı sahte delillerle yargılama yapmaktan dolayı yargılandılar. Birçok sanığın bu davada sahte delillerle yargılandığı ortaya çıkmıştır. PKK liderlerinden Şemdin Sakık'ın mahkemede gizli tanık yapıldığı iddia edilmiştir. Jitemi Ben Kurdum adlı bir kitabı vardır.